Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/2039 E. 2023/9247 K. 31.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2039
KARAR NO : 2023/9247
KARAR TARİHİ : 31.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, 24.01.2015 tarihli eylem nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
B. Sanık hakkında, 18.03.2015 tarihli eylem nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, bu eylemin 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirildiği ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanabileceği gerekçesi ile soruşturma dosyalarının birleştirilebilmesi amacıyla 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılmasına ve soruşturma dosyalarının birleştirilmesinin ardından aynı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, 24.01.2015 ve 18.03.2015 tarihli eylemler ile ilgili ikinci kez Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.05.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
C. Sanığın kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.06.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
D. Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2015/862 Esas, 2015/1573 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri özetle; kararın haksız ve hukuka aykırı olduğuna, kararı temyiz ettiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin kabulüne göre)
24.01.2015 tarihinde kolluk görevlilerinin Zahit Aktay Caddesi üzerinde yapmış olduğu denetimler sırasında sanık …’nin bulunduğu yere yakın bir mesafede daralı ağırlığı 3,35 gram gelen 2 paket esrar maddesinin ele geçirildiği, usulünce muhafaza altına alınan maddenin niteliğine ilişkin olarak düzenlenen 30.01.2015 tarihli ekspertiz raporunda söz konusu maddelerin uyuşturucu maddelerden “Tetrahydrocannabinol” ihtiva eden esrar elde etmeye elverişli kenevir bitkisi parçaları olduğunun tespit edildiği, sanığın uyuşturucu kullandığını kabul ettiği, sanık hakkında 16.02.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, erteleme kararı sanığa tebliğ edildikten sonra 18.03.2015 tarihinde başka bir uyuşturucu kullanmak suçunu daha işlediği savcılık tarafından her iki suç hakkında yine 21.05.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verdiği, halbuki bu ikinci suçun erteleme zarfında işlenen suç olması nedeni ile erteleme kararı verilmeyip sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesinin kararının kaldırılması gerekirken bu yola başvurulmadığı, bu ikinci suçun 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinde değerlendirilmesinin istendiği, sanığa hakkında verilen erteleme kararının niteliği ve erteleme kararını ihlal etmenin sonuçları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adana Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından gerekli tebligatların yapıldığı, ancak sanığın yapılan tebligatlara rağmen denetimli serbestlik tedbirlerine uymadığı, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği, sanığın üzerine atılı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve uyuşturucu kullanmak suçunu işlediği gerekçesiyle sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
1. Sanık hakkında, 24.01.2015 tarihli eylemi nedeniyle verilen 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının içeriğinde itiraz süre ve merciinin gösterilmediği dolayısıyla usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği; 24.01.2015 tarihli eylem ile 18.03.2015 tarihli eyleme ilişkin soruşturma dosyalarının birleştirilmesinin ardından yeniden verilen 21.05.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının içeriğinde de itiraz süre ve merciinin gösterilmediği, dolayısıyla usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile 21.05.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının da kesinleşmediği; anlaşılmakla;

Sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez” hükmü kapsamında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sadece bir kez verilebileceği şeklindeki amir hükme aykırı olarak verilen, aynı suç nedeniyle farklı tarihlerde işlediği eylemlerden dolayı birden fazla kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş ise de, 16.02.2015 tarihli ve 21.05.2015 tarihli her iki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının da usulüne uygun olarak kesinleşmemesi nedeniyle kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanık lehine olması nedeniyle ilk verilen 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı esas alınarak, sanığın bu kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarını içeren tebligat eksikliğinin tamamlattırılması için kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uygun davranmama şeklinde gerçekleştirdiği eylemini ve 18.03.2015 tarihli eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
2. Soruşturma dosyası birleştirilen 18.03.2015 tarihli eyleme ilişkin iddianame içeriğinde anlatım bulunmadığının gözetilmemesi,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2015/862 Esas, 2015/1573 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, diğer yönleri incelenmeksizin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
31.10.2023 tarihinde karar verildi.