Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1985 E. 2023/9397 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1985
KARAR NO : 2023/9397
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/549 E., 2015/684 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6545 sayılı Kanun) 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.02.2015 tarihli ve 2014/103584 soruşturma numaralı Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 09.07.2015 tarihli ve 2015/23853 esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanunu’nun 191 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.12.2015 tarihli ve 2015/549 Esas, 2015/684 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği özetle; kararın temyizen bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hüküm,
A. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt
sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin birinci fıkrasına göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, 7201 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, 7201 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının sanığın soruşturma kapsamında savunması alındığı esnada bildirdiği adresine çıkarılmadan, MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tebliğ edildiği, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla; 19.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, bu kararın kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, bu kapsamda inceleme konusu olayda denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymama eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği, ayrıca İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 13.03.2015 tarihli ve 2015/3115 DS sayılı çağrı yazısının sanığın bilinen son adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tebliğ edildiği, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
B. Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının erteleme süresi zarfında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığından ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli
serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
1. Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ise; 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
2. Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun’la ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
C. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) sorgulamasında sanık hakkında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 15.02.2015 tarihli ve 2015/7186 esas sayılı iddianame içeriğinden, sanık hakkında inceleme dışı 04.10.2014 tarihli eyleme ilişkin 04.12.2014 tarihli Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararının verildiği, denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymaması üzerine açılan kamu davasında İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.03.2016 tarihli ve 2015/227
Esas, 2016/92 Karar sayılı kararı ile durma kararı verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla,
Sanık hakkında inceleme dışı 04.10.2014 tarihli eyleme ilişkin kovuşturma devam ediyorsa her iki suça ilişkin dava dosyalarının birleştirilmesi, hüküm kesinleşmiş ise 04.10.2014 tarihli eyleme ilişkin dava dosyasının getirtilerek bu dosya içine konulması, sonucuna göre deliller birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
D. 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli VE 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükümden sonra 7242 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10 uncu maddesiyle yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.12.2015 tarihli ve 2015/549 Esas, 2015/684 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.11.2023 tarihinde karar verildi.