Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1920 E. 2023/9639 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1920
KARAR NO : 2023/9639
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/545 E., 2015/782 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 19.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.

B. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesini birinci ve ikinci fıkraları uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

C. Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2015 tarihli ve 2015/545 Esas, 2015/782 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Cumhuriyet savcısı “Hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetim tedbirine karar verilen sanığın tedbire uymadığının Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce bildirilmesine ve atılı suçun sabit olmasına rağmen mahkemece hakkında beraat kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı ” olması nedeniyle kararın bozulması gerektiğini beyan ederek temyiz talebinde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR (İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜ)
” Olay tarihinde jandarma görevlilerinin sanığı yanında bulunan arkadaşı Mehmet Gökhan Küçük ile birlikte yanlarında esrar olduğu halde yakaladıkları, hem sanığın hem de arkadaşının esrarı içmek için aldıklarını beyan ettikleri, dosyada mevcut uzmanlık raporundan da anlaşılacağı şekilde sanıkta ve arkadaşında ele geçen bitkinin esrar ihtiva eden kenevir bitkisi olduğu, sanık hakkında Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, kararın gereği için Mersin Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Mersin Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa tebligat çıkartıldığı, sanığın tebligata rağmen yasal süresi içerisinde gelmediğinden bahisle denetimli serbestlik evrakının kapatılarak dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’na geri gönderildiği, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kaldırılarak sanık hakkındaki iş bu davanın açıldığı, sanığa atılı suçun

oluşması için denetimli serbestlik tedbirine uymamada ısrar etmesinin suçun unsuru olduğu, tebligata rağmen gitmeme şeklindeki eylemin ısrar olarak nitelendirilemeyeceği, kaldı ki bu hususun Cumhuriyet Savcılığı tarafından da dava açılmadan önce değerlendirilerek sanığa yeniden tebligat çıkartılmasının istendiği ancak bu tebligatın denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yeniden çıkartılmadığı, bu şekilde sanığa atılı suçun unsurları itibari ile oluşmadığı tüm dosya kapsamından ” anlaşıldığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
1. Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresinin gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, 19.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklerine uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında atılı suçun unsurları itibari ile oluşmadığı gerekçesiyle beraat hükmü kurulması,
2. 6545 sayılı Kanunun 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin infaz işlemlerinde, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak üzere çıkarılan ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayan şüphelinin, aynı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için; “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş

sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde, şüpheli hakkında kamu davasının açılması gerektiğinden; inceleme konusu olayda ikinci uyarı yapılmadığı için kamu davasını açma koşulları oluşmadan davanın açılmış olduğu anlaşıldığından; 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanık hakkında atılı suçun unsurları itibari ile oluşmadığı gerekçesiyle beraat hükmü kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3. 25.10.2014 tarihinde düzenlenen tutanak ile “… ve Mehmet Gökhan Küçük isimli şahısların kimlik kontrolü yapıldığı esnada yanlarında bulunan esrar maddesini teslim etmiştir ” şeklinde anlatılan olayda; sanığın 11.12.2015 tarihli duruşmada ” Mehmet Gökhan ile beraber yanımızda o dönem asker olan üç arkadaşımız daha vardı onların başı derde girmesin diye olayı kabul ettik” beyanı karşısında, olayın nasıl gerçekleştiği ve uyuşturucu maddenin nereden ele geçirildiğine ilişkin, tutanak tanıkları ve inceleme dışı diğer sanık … Gökhan Küçük dinlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2015 tarihli ve 2015/545 Esas, 2015/782 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.11.2023 tarihinde karar verildi.