YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19067
KARAR NO : 2022/6039
KARAR TARİHİ : 11.05.2022
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/502 esas, 2018/149 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/11/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında, 10/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 11/10/2016 tarihli ve 2016/6720 soruşturma, 2016/71 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın şüphelinin doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği,
2- Şüphelinin 04/12/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması ve uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak, Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 17/10/2017 tarihli ve 2016/6720 soruşturma, 2017/1554 esas, 2017/882 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 08/02/2018 tarihli ve 2017/502 esas, 2018/149 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/10/2016 tarihli ve 2016/6720 soruşturma, 2016/71 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetim süresinde aynı nitelikte suç işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/502 esas, 2018/149 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı ve aynı Dairenin 05/10/2020 tarihli ve 2020/3684 esas, 2020/4900 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar 02/12/2016 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/502 esas, 2018/149 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli … hakkında, 10/05/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca 11/10/2016 tarihli ve 2016/6720 soruşturma, 2016/71 sayılı karar ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin 04/12/2016 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 17/10/2017 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/502 esas, 2018/149 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre;
1- Şüpheli hakkında verilen “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, bu nedenle 04/12/2016 tarihinde işlenen ihlal niteliğindeki suçun erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği,
2- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle kararın doğrudan sanığın MERNIS adresine tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, erteleme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediği,
Anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemece, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiğinden, Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/502 esas, 2018/149 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.