YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18621
KARAR NO : 2022/2852
KARAR TARİHİ : 09.03.2022
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli ve 2020/1011 esas ve 2021/87 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında, 04/09/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2019 tarihli ve 2019/75933 soruşturma, 2019/2689 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu, mercii ve süresinin gösterildiği, kararın şüpheliye 05/11/2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, 02/12/2019 tarihinde tedbirin infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 04/12/2019 tarihli ve 2019/5909 DS sayılı çağrı yazısının “…” adresine tebliğe çıkarıldığı, 10/12/2019 tarihinde aynı konutta oturan anneannesi … Kazcı imzasına tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması üzerine 06/01/2020 tarihli uyarılı çağrı yazısının bilinen aynı adresine tebliğe çıkarıldığı, 14/01/2020 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurduğu, 23/01/2020 tarihinde Yükümlü Ön Bilgilendirme Formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, hastanenin raporunda hastaneye başvurmadığının bildirilmesi üzerine uyarılmasına karar verildiği, 14/02/2020 tarihli uyarı yazısının müdürlükte beyan ettiği “…” adresine tebliğe çıkarıldığı, adres yetersizliğinden bahisle bilatebliğ iade edilmesi üzerine “…” adresine MERNİS şerhi düşülerek tebligat çıkarıldığı, 10/03/2020 tarihinde aynı konutta oturan yengesi … imzasına tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesiyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 17/04/2020 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Erteleme kararı kaldırılarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 13/07/2020 tarihli ve 2019/75933 soruşturma, 2020/17080 esas ve 2020/12167 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Bursa 7.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 19/01/2021 tarihli ve 2020/1011 esas 2021/87 sayılı kararı ile,
“…Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından sanığın beyan ettiği adrese çıkartılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hükümlünün 10 gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmesi gerektiğini bildirir tebligatın iade dönmesi üzerine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince, sanığın doğrudan MERNİS adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın … tarafından alındığının tebliğ evrakında belirtildiği, kolluk birimleri tarafından gönderilen yazı cevabında sanık ile … arasında akrabalık bulunmadığının bildirildiği, çıkartılan tebligattan sanığın haberinin olmadığı ve bu şekilde yapılan tebligatın Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği 40. ve 64/3. maddeleri uyarınca hükümlüye usulüne uygun tebliğ edilmediği ve usulsüz olduğu, denetimli serbestlik tedbirine uymamakta aranan ısrar şartının ve sanığın üzerine atılı suçla ilgili olarak kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nun 223/1-8 maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere sanığın üzerine atılı suçtan dolayı açılan kamu davasının durmasına, denetimli serbestlik tedbirinin kaldığı yerden devamı için dosyanın bir örneğinin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verildiği, kararın 09/03/2021 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/10/2019 tarihli ve 2019/75933 soruşturma, 2016/2689 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği gerekçesiyle yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle sanık hakkında kamu davası açılması üzerine, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına dair Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli ve 2020/1011 esas ve 2021/87 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesince, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/10/2019 tarihli kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ilişkin karar ile denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan 10/03/2020 tarihli uyarı yazısının usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle davanın durmasına karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Kanun’un 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır.” şeklindeki, yine aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, “(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir.” şeklindeki düzenlemeler ile anılan Yönetmeliğin “Kaydın kapatılması” başlıklı 47. maddesinde yer alan; “(1) Denetimli serbestlik yükümlülüğünün; a) Usulüne uygun tebligata rağmen yerine getirilmesine başlanmaması, b) Uyarılara rağmen ihlal edilmesi, c) Mahkeme tarafından kaldırılması, ç) İnfaz edilmesi, halinde kayıt kapatılarak durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye bildirilir. (2) Tedbir veya yükümlülüğün infazının tamamlanması ya da yükümlülüğün herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, ilgili kurum ya da kuruluştan yükümlüyle ilgili yapılan işlemlere dair belgelerin gönderilmesi istenir. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazının tamamlanması veya ihlal nedeniyle dosyanın kapatılması yükümlüye tebliğ edilerek ilgili mahkemeye itiraz … olduğu bildirilir.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas ve 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde ısrar şartının gerçekleşeceğinin anlaşılması karşısında, somut olayda, şüpheliye Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararının “…” adresine tebliğ edildiği, şüphelinin süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığından yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle şüpheli hakkında denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak kamu davasının açıldığı, şüpheliye yapılan çağrı kağıdının bilinen son adresi olan anılan adrese tebliğ edildiği, ve uyarı yazısının ise şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne ilk müracaatında beyan etmiş olduğu bilinen son adresi olan ”…” adresine tebliğ edildiği, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca mernis adresi olan “… ” adresine usulüne uygun olarak tebliğ yapıldığı anlaşılmakla, yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulması gerekirken tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle durma kararı vermesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli ve 2020/1011 esas ve 2021/87 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli … hakkında, 04/09/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2019 tarihli ve 2019/75933 soruşturma,2016/2689 sayılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince verilen beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına dair kararının kesinleşmesini takiben, şüphelinin yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli, 2020/1011 esas ve 2021/87 sayılı kararı ile, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, şüpheliye Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararının “…” adresine tebliğ edildiği, şüphelinin süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığından yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle şüpheli hakkında denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak kamu davasının açıldığı, şüpheliye yapılan çağrı kağıdının bilinen son adresi olan anılan adrese tebliğ edildiği ve uyarı yazısının ise şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne ilk müracaatında beyan etmiş olduğu bilinen son adresi olan ”…” adresine tebliğe çıkarıldığı, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca MERNİS adresi olan ” … ” adresine tebliğe çıkarıldığı, aynı konutta oturan yengesi … tarafından alındığının tebliğ evrakında belirtildiği, yapılan kolluk araştırmasında, … ile sanığın aynı konutta birlikte oturmadığının, … nun alt katta oturan kiracı olduğunun tespit edilmesi ve sanığın da savunmasında tebligattan haberdar olmadığını beyan etmesi karşısında, yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu nedenle ısrar şartının gerçekleşmediği, mahkemenin durma kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli, 2020/1011 esas ve 2021/87 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.