YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18497
KARAR NO : 2023/3745
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
TUTUKLU
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/2005 E., 2021/2266 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ithal etme
HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafileri
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.05.2021 tarihli ve 2021/97 Esas, 2021/271 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık … …’un uyuşturucu madde ithal etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 192 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 22 yıl 6 ay hapis ve 112.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına;
2. Sanık … Espıno Del Pozo’nun uyuşturucu madde ithal etme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 30 yıl hapis ve 150.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına;
Karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin, 15.09.2021 tarihli ve 2021/2005 Esas, 2021/2266 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükümlere yönelik sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … müdafilerinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına,
4. Suç vasfının yanlış tayin edildiğine, eylemin uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğuna,
5. Eylemin teşebbüs aşamasında kaldığına,
İlişkindir.
B. Sanık … Octavıo… müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Yapılan aramanın hukuka aykırı olduğuna,
2. Temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmemesi gerektiğine ve buna yönelik İlk Derece Mahkemesince gerekçe gösterilmediğine,
3. Hükmün gerekçesiz olduğuna,
4. Eylemin teşebbüs aşamasında kaldığına,
5. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulamasında alt sınırdan değil üst sınırdan indirim uygulanması gerektiğine,
6. 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin uygulanmaması gerektiğine,
7. Tercüman giderlerinin sanıktan tahsil edilemeyeceğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
20.11.2020 günü Brezilya (Sao Paulo) – İstanbul seferini yapan THY’na ait TK 16 sefer sayılı uçağa yönelik risk analizinde …nolu koltukta oturan Peru pasaportlu sanık … …’un şüpheli olarak değerlendirilmesi üzerine, sanığa ait valizler X-ray kontrolünden geçirildiğinde şüpheli yoğunluğun tespit edildiği, valizlerin 8 nolu banttan atılarak sahibi tarafından alınmasının beklenildiği, valizlerin banda ulaşmasıyla birlikte sanık … …’nun bahse konu valizleri banttan aldığı, sanık … …’ya ait valizler açılıp bakıldığında suça konu daralı ağırlığı 1143 gr gelen kokainin ele geçirildiği, sanık … … ile yapılan mülakatta “suça konu valizleri teslim edeceği kişiyi tanımadığını, şahsın üzerinde mavi bir gömlek giydiğini ve 9 numaralı çıkış kapısının önünde kendisini bekliyor olacağını” söylemesi üzerine, sanık … …’nun getirdiği valizler boş olarak kendisine verilerek görevlilerce takibe alındığı; sanık … …’nun havalimanından 9 numaralı kapıdan çıkıp, yolcularını karşılamak üzere beklenilen kalabalığa doğru ilerlediğinde mavi gömlekli şahsın sanık … …’nun yanına gelerek omuzuna dokunduğunun ekiplerce görüldüğü; sanık … …, mavi gömlekli şahıs olan sanık … Espıno Delpazo ve taksi şöförünün birlikte otopark asansörüne yönelmeleri üzerine sanıkların durdurulduğu olayda; sanık … …’nun içerisinde uyuşturucu madde gizlenmiş olan valizi banttan aldığı ve yakalanmasının hemen ardından mavi gömlekli kişi ile havaalanının 9 numaralı çıkışında buluşacağını beyan etmesi üzerine beyanlarına uygun şekilde diğer sanık …’un yakandığı, her iki sanığın soruşturma aşamasında birbiriyle tutarlı beyanları ile tüm dosya kapsamından sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ithal etme suçunu işledikleri gerekçesiyle mahkûmiyetlerine; suçun işleniş şekli ve özelliği, ele geçen uyuşturucu maddenin miktarı gözetilerek sanıklar hakkında temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenmesine; sanık … …’a hakkında koşulları oluştuğundan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, delillerin hukuka uygun şekilde toplandığı, uyuşturucu madde ithal etme suçunun, uyuşturucu maddenin ülke sınırlarına girmesiyle birlikte tamamlandığından teşebbüsün mümkün olmadığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilen dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Yabancı uyruklu olan ve Türkçe bilmeyen sanık için görevlendirilen tercüman için tayin edilen ücretin yargılama gideri olarak sanığa yükletilemeyeceği gözetilmeden 5271 sayılı Kanun’un 324 üncü maddesinin beşinci fıkrasına aykırı olarak sanığa yükletilmesi,
Hukuka aykırı görülmüş; bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
B. Sanık … Octavıo… Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, temel cezanın alt sınır aşılarak belirlenmesine, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin uygulanmasına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yapılan aramanın usul ve yasaya uygun olduğu; uyuşturucu madde ithal etme suçunun, uyuşturucu maddenin ülke sınırlarına girmesiyle birlikte tamamlandığından teşebbüsün mümkün olmadığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilenler dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
1. Sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması yerinde ise de, sanığın uyuşturucu maddelerle İstanbul Havalimanında yakalanmasının hemen ardından dosya kapsamına göre diğer sanık … hakkında aleyhine hiçbir delil bulunmadığı aşamada verdiği bilgiler doğrultusunda suç ortağı olan diğer sanık …’un yakalanmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında etkin pişmanlıkla ilgili 5237 sayılı Kanun’un 192 inci maddesinin üçüncü fıkrası uygulanırken yardımın niteliğine göre en yüksek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2. Yabancı uyruklu olan ve Türkçe bilmeyen sanık için görevlendirilen tercüman için tayin edilen ücretin yargılama gideri olarak sanığa yükletilemeyeceği gözetilmeden 5271 sayılı Kanun’un 324 üncü maddesinin beşinci fıkrasına aykırı olarak sanığa yükletilmesi,
Hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
1. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle sanık müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin, 15.09.2021 tarihli ve 2021/2005 Esas, 2021/2266 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, BOZULMASINA; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmünün,
Hükmün (B-15) nolu fıkrasından “Bilirkişinin emek ve mesaisi nazara alınarak 2.000,00 TL ücret taktirine, Aşağıda dökümü yapılan ( ) TL yargılama giderinin sanık tahsili ile hazineye irat kaydına” ibaresinin çıkarılması ve yerine “Sanık için tercüme gideri olarak yapılan toplam 2.000,00 TL giderin 5271 sayılı Kanun’un 324 maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, İlk Derece Mahkemesi hükmündeki hukuka aykırılığın DÜZELTİLEREK, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık … hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,
2. Sanık … Octavıo… Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle, sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin, 15.09.2021 tarihli ve 2021/2005 Esas, 2021/2266 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, Üye …’in değişik gerekçesi ve oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.04.2023 tarihinde karar verildi.
(K.O)
KARŞI OY VE DEĞİŞİK GEREKÇE
21.11.2020 tarihli Risk Analizi, Arama ve Olay Tutanağına göre, 20.11.2020 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanında yolcu salonunda risk analizi çalışmalarında bulunan gümrük amirliği narkotik grubu personeli tarafından, Sao Paulo/Brezilya’dan TK0016 sefer sayılı uçakla gelen sanık … ……’un şüpheli olarak değerlendirilmesi üzerine, saat 21:50 sularında uçağın yanaşacağı körüğe gidilmiş, pasaport kontrolünün ardından sanığın sırtında bulunan çantada yapılan aramada suç unsuruna rastlanmamış, uçağın yolcu bagajları şut altı tabir edilen bölümünde narkotik madde arama köpeklerine koklatmak suretiyle yapılan kontrollerde sanık … ……’a ait valize köpeklerin tepki vermesi üzerine valizin x-ray kontrolünde şüpheli yoğunluk tespit edilmiş, valiz şut altında bulunan 8 numaralı banda alınarak sahibi tarafından alınması beklenmiş, bir müddet sonra sanığın valizi almasını müteakiben sanık detaylı inceleme için gümrük amirliğine getirilmiş ve valizde yapılan aramada brüt 1140 gram kokain ele geçirilmiştir. Sanık … ……’un kolluk görevlilerine vermiş olduğu bilgiler neticesinde havalimanının çıkışında bulunan otoparkta diğer sanık … Espıno Del Pozo yakalanmıştır.
Yürütülen soruşturma sonucunda sanıklar hakkında açılan kamu davasına istinaden yapılan yargılama neticesinde, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli kararıyla, sanık … ……’un uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçundan dolayı 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddeleri gereğince; sanık … Espıno Del Pozo’nun uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçundan dolayı 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi ve 62 nci maddeleri gereğince cezalandırılmasına hükmolunmuş; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin 15.09.2021 tarih ve 2021/2005 sayılı kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Olay tutanağı ile dosyadaki diğer belgeler incelendiğinde; polis memurları tarafından yapılan tespit ve
takibi müteakiben, yurt dışından uçakla getirilen uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, böylece görevlilerin müdahalesiyle sanığın uyuşturucu maddeleri ülkeye sokmasına engel olunduğu, dolayısıyla sanığın işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçunun tamamlanmadığı ve teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmaktadır.
İthal, “uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin maddeten, Türkiye’nin siyasi sınırlarının her hangi bir yerinden sokulması” (Erman/Özek’ten aktaran: Birsen Elmas, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınevi, … 2020, s. 63) olarak tanımlanmakla birlikte, gümrük (sınır) kapılarının bulunduğu yerlerde uyuşturucu maddenin Türkiye’ye sokulmuş sayılması için gümrük kontrol noktasından herhangi bir şekilde geçirilmiş olması gereklidir. Gümrük kontrolünün amaçlarından biri kaçak veya yasak eşyanın ülkeye girişinin önlenmesi olup, gümrük işlemleri sırasında uyuşturucu veya uyarıcı maddenin polis ya da gümrük görevlisi gibi yetkililer tarafından yakalanması halinde, maddenin ülkeye sokulmasına engel olunduğundan, ithal suçunun tamamlandığından söz edilemez. Zira uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme, esas itibariyle ülkeye sokulan maddenin satılması, satışa arz edilmesi ya da başkalarına verilmesi gibi kullanmak amacı dışındaki eylemlerin icrasına yönelik olarak işlenen bir suç olup, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin gümrük işlemleri sırasında yakalanması halinde, elverişli hareketlerle doğrudan doğruya ithal suçunun icrasına başlayan failin elinde olmayan nedenlerle, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ülkeye sokulmasına engel olunarak ithal suçunun tamamlanması ve aynı zamanda maddenin ülke içinde satışı, satışa arz edilmesi ve başkalarına verilmesi gibi tasarruflarda bulunulması önlenmektedir.
Doktrinde de yukarıda açıklanan görüşü destekleyen çok sayıda yazar bulunmaktadır. Örneğin İltaş, “Gümrük kapısı olan yerler bakımından suça konu olan ve saklanan/bildirilmeyen maddenin gümrük işlemleri sırasında yetkililer tarafından yakalanması halinde failin tamamlanmış ithal suçundan dolayı değil de ithal suçuna teşebbüsten dolayı cezalandırılması gerektiği” görüşündedir (Yiğit İltaş, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu, Adalet Yayınevi, …, 2020, s. 192). Savaş/Mollamahmutoğlu’na göre de, “İthal suçu: maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yabancı ülkeden yurda gümrükte saklanarak veya beyan edilmiyerek sokulması ile tamamlanır. Fail gümrükte işlemler sırasında yakalanmış ise suç tamamlanmamıştır. Eylem … teşebbüs derecesinde kalmıştır.” (Vural Savaş-Sadık Mollamahmutoğlu, Türk Ceza Kanununun Yorumu, 3. Cilt, Seçkin Yayınevi, … 1999, s. 3609-3610).
Somut olayda, Türkiye’ye giriş havalimanından gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, uyuşturucu maddenin ülkeye giriş sırasında yapılan kontrolde ele geçirilmiş olması nedeniyle, sanıkların işlediği suç, teşebbüs
hükümlerinin uygulanması bakımından gümrük kapılarında işlenen suçlarla benzerlik arz etmektedir. Zira sanık … …nın Sao Paulo’da çantalarını uçağa teslim etmesinden sonra uçağın şut altı bagaj bölümüne konulan çantalarıyla irtibatı kesilmiş ve çantaları üzerinde hâkimiyeti kalmamıştır. Uçak Türkiye’ye iner inmez sanığın şut altı bagaj bölümündeki çantalarında yapılan kontrolde şüpheli yoğunluk tespit edilmesi üzerine, takip edilen sanığın bagaj bandından aldığı çantalarda yapılan aramada uyuşturucu madde bulunmuştur. Dolayısıyla çantalar uçakla Türkiye’ye getirilmiş ise de, getirilen uyuşturucu madde polis memurları tarafından ülkeye ilk giriş ânında tespit edilip ele geçirildiğinden, sanığın çantaları üzerinde kontrol sağlaması ve içinde taşıdığı uyuşturucu maddeyi Türkiye sınırları içinde satış, satışa arz etme ve başkalarına verme gibi tasarruflarda bulunması önlenmiştir. Bu suretle sanığın fiili olarak uyuşturucu maddeyi ülkeye sokmasına engel olunduğundan, sanığın elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icrasına başladığı uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ithal etme suçu, elinde olmayan nedenlerle tamamlanamamış ve teşebbüs aşamasında kalmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanıkların işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçu teşebbüs aşamasında kaldığından, sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 188/1. maddesi uyarınca tayin edilen cezadan 5237 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken, sanıkların eylemi tamamlanmış suç olarak kabul edilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğu kanaatini taşıdığımdan, sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf başvurularının esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Ceza Dairesinin 15.09.2021 tarih ve 2021/2005 sayılı kararının;
Sanık … Espıno Del Pozo yönünden bozulması, sanık … …… yönünden ise etkin pişmanlık nedeniyle cezada en yüksek oranda indirim yapılması gerektiği gerekçesine ilaveten suçun teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle de bozulması gerekirken; sanık … hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin esastan reddi, sanık … … hakkındaki hükmün ise farklı gerekçeyle bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 27.04.2023