Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/18071 E. 2023/8989 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18071
KARAR NO : 2023/8989
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

T U T U K L U

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
SUÇ TARİHLERİ : 27.04.2019, 27.06.2019, 29.06.2019
HÜKÜM : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.04.2021 tarihli ve 2019/649 Esas, 2021/170 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 18 yıl 9 ay hapis ve 37.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 24.06.2021 tarihli ve 2021/1153 Esas, 2021/1049 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükümdeki 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmamasına dair mahkeme gerekçesinde dosya kapsamına aykırı olarak sanığın daha önce aynı nitelikte suçtan cezalandırılmasına dayanılmış ise de sanığın dosyaya yansıyan kişiliği ve suç işleme konusundaki eğilimi nazara alınarak sonuç uygulamanın yerinde olduğu, sanığın sübut bulan eyleminin iki ayrı ağırlatıcı nedene dayanmış olmasına rağmen yerleşik Yargıtay kararları dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin ve tespiti gerekirken hatalı ve eksik değerlendirme sonucu alt sınırdan hüküm kurulmuş ise de aleyhe istinaf bulunmadığı, sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin sayısı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak arttırım yapılması gerektiği halde alt sınırdan arttırım yapılması, aleyhe istinaf bulunmadığından sanığın kazanılmış hakkının gözetildiği, sanık hakkında 27.02.2019 tarihinde tanık …’ya uyuşturucu madde satma eylemi ile ilgili olarak hakkında mahkûmiyet için yeterli delil olmadığı halde sorgudaki beyanında …’a uyuşturucu madde verdiğini söylemek suretiyle ve yine 27.06.2019 tarihinde tanık …’a uyuşturucu madde satma eylemi ile ilgili olarak hakkında mahkûmiyet için yeterli delil olmadığı halde, aşamalardaki tevil yollu beyanları ile suçunun ortaya çıkmasını sağlamak suretiyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması düşünülebilir ise de sanığın zincirleme suç hükümlerine tabi tüm eylemlerinde ayrı ayrı etkin pişmanlık göstermesi gerektiği, sabit görülen diğer eylemlerinde etkin pişmanlık şartlarının oluşmadığı dikkate alındığında sonuç uygulamanın doğru olduğu gerekçesiyle eleştirilip, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince arttırım yapılırken ilgili bentlerin gösterilememesine ilişkin hukuka aykırılık düzeltilerek, hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Hakkında iddia edilen hususlar kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikte ispatlanmadığı gibi sanığa isnat edilen suçun unsurlarını da somut olayda oluşmadığına,
2. …’nın, 27.04.2019 tarihli ifadesinin polislerin baskısıyla alındığını beyan ettiği ve ayrıca şahısların husumetli olduklarını beyan ettiğine,
3. Sanığın 27.06.2019 tarihinde …’ye pencereden attığı materyalin uyuşturucu değil yalnızca alüminyum folyo olduğuna,
4. Sanığın ikametinde yapılan aramada suç unsuruna rastlanmadığına,
5. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin, etkin pişmanlık hükümlerinin ve şüpheden sanık yararlanır ilkesinin sanık hakkında uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
“27.04.2019 günü rutin kontrolde yakalanan … isimli şahsa sanığın 0,48 gr eroin sattığı iddiasına ilişkin yapılan değerlendirmede; Rutin kontrolde yakalanan … müdafi huzurunda alınan beyanında yakalanmadan iki dakika önce sanık …’tan maddeyi 40,00 TL karşılığında aldığını, 26.04.2019 günü de aynı şahıstan 50,00 TL karşılığında bir çizik aldığını kabul etmiş, yaptırılan teşhiste sanık …’u teşhis etmiş, ele geçen maddenin kriminal raporda belirtildiği üzere eroin olduğu anlaşılmış, sanığın savcılık ve sorgu ifadesinde uyuşturucu madde verdiğini, ancak mahkememizde vermediğini söyleyerek çelişkili beyanlarda bulunmuş, tanığın ve sanığın çelişkili beyanları, teşhis tutanağı, kriminal rapor ve olaya ilişkin dosyada yer alan evraklar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanık …’un bu maddeyi tanığa sattığı kanaati hasıl olmuş ve sanığın bu eylemi sabit kabul edilmiştir.” gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkındaki hükmün 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmamasına dair mahkeme gerekçesinde dosya kapsamına aykırı olarak sanığın daha önce aynı nitelikte suçtan cezalandırılmasına dayanılmış ise de sanığın dosyaya yansıyan kişiliği ve suç işleme konusundaki eğilimi nazara alınarak sonuç uygulamanın yerinde olduğu, sanığın sübut bulan eyleminin iki ayrı ağırlatıcı nedene dayanmış olmasına rağmen yerleşik Yargıtay kararları dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin ve tespiti gerekirken hatalı ve eksik değerlendirme sonucu alt sınırdan hüküm kurulmuş ise de aleyhe istinaf bulunmadığı, sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin sayısı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak arttırım yapılması gerektiği halde alt sınırdan arttırım yapılması, aleyhe istinaf bulunmadığından sanığın kazanılmış hakkının gözetildiği, sanık hakkında 27.02.2019 tarihinde tanık …’ya uyuşturucu madde satma eylemi ile ilgili olarak hakkında mahkûmiyet için yeterli delil olmadığı halde sorgudaki beyanında …’a uyuşturucu madde verdiğini söylemek suretiyle ve yine 27.06.2019 tarihinde tanık …’a uyuşturucu madde satma eylemi ile ilgili olarak hakkında mahkûmiyet için yeterli delil olmadığı halde, aşamalardaki tevil yollu beyanları ile suçunun ortaya çıkmasını sağlamak suretiyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması düşünülebilir ise de sanığın zincirleme suç hükümlerine tabi tüm eylemlerinde ayrı ayrı etkin pişmanlık göstermesi gerektiği, sabit görülen diğer eylemlerinde etkin pişmanlık şartlarının oluşmadığı dikkate alındığında sonuç uygulamanın doğru olduğu gerekçesiyle eleştirilip, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince arttırım yapılırken ilgili bentlerin gösterilememesine ilişkin hukuka aykırılık düzeltilerek, İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasına, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin sanık hakkında uygulanmamasına, delillerin hukuka uygun olarak toplandığına, eylemlerin kanunda öngörülen suç tipine uymasına ve cezanın kanuni bağlamda uygulanmış olmasına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 24.06.2021 tarihli ve 2021/1153 Esas, 2021/1049 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.10.2023 tarihinde karar verildi.