Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1806 E. 2023/10155 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1806
KARAR NO : 2023/10155
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet hükmünün kaldırılarak sanığın beraatine
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı ve temyizin vekalet ücretine yönelik olduğunun yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının, 03.10.2011 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Kayseri 7. Sulh Ceza Mahkemesinin, 10.01.2012 tarihli ve 2011/839 Esas, 2012/21 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın 07.03.2012 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.
C. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Kayseri 7. Sulh Ceza Mahkemesinin, 14.11.2013 tarihli ve 2013/804 Esas, 2013/1090 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca hükmedilen 10 ay hapis cezasının, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci ve sekizinci fıkraları uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 22.11.2013 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
D. Sanığın denetim süresi içinde 22.02.2016 tarihinde işlediği 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.11.2016 tarihli ve 2016/238 Esas, 2016/509 Karar sayılı kararının ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.12.2017 tarihli ve 2017/305 Esas, 2017/814 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
E. Kararın sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 02.07.2018 tarihli ve 2018/86 Esas, 2018/827 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmü kaldırılarak beraatına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; beraat eden sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin kabulüne göre;
Olay günü Ziya Çekiç ve Erdal Yılmaz’ın sanık ile birlikte esrar içmeye karar verdikleri, Ziya Çekiç’in içmek için esrar maddesi aldığı, polis tarafından yapılan aramada suça konu esrar maddesinin bulunduğu anlaşılmakla açılan kamu davasında öncelikle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, sanığın yükümlülüklerine uymaması ile yapılan yargılamada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın 22.02.2016 tarihli eyleminin ihbarı ile hüküm açıklanarak mahkûmiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulüne göre;
24.04.2011 tarihinde Talas Mevlana Mahallesi Halef Hoca Caddesi civarında 38 LR 998 plakalı araç içerisinde bulunan Ziya ve Erdal isimli şahıslar üzerinde uyuşturucu madde bulunduğu duyumunun emniyet birimlerince alınması üzerine yapılan çalışmalarda söz konusu aracın görülmesi üzerine durdurulduğu, araç sürücüsünün Erdal Yılmaz olduğu, sağ ön koltukta sanık …’ın oturduğu, arka koltukta ise Ziya Yılmaz’ın bulunduğu, araca dışarıdan bakıldığında arka koltuk üzerinde paketlerin görülmesi üzerine yapılan kontrolde paketler içerisinde esrar olduğu ayrıca Erdal Yılmaz kendi isteğiyle çorabı içerisinde bulunan 1 paket esrarı polise teslim ettiği, sanık … savunmalarında ”uyuşturucu madde kullanmadığını, olay günüde ele geçirilen esrar ile ilgisinin olmadığını” belirttiği, sanık hakkında kamu davası açılmadan önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenemediği, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davasının açılarak sonuç olarak mahkûmiyet hükmü verilmiş ise de;

Sanık … hakkında iddianame ile kamu davası açılmadan önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenemediği, üzerinde uyuşturucu madde ele geçmediği gibi ele geçirilen uyuşturucu maddelerin sanığa aidiyetinin saptanamadığı, dolayısıyla, sanığın uyuşturucu madde kullandığına ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil olmadığı, bu nedenle beraatine karar verilmesi gerektiği halde, mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülerek sanığın beraatine, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu şekilde düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık müdafiinin temyiz dilekçesi kapsamına göre, vekalet ücreti ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Sanık müdafinin vekaletname veya yetki belgesi sunmaksızın İlk Derece Mahkemesince yapılan duruşmalara katıldığı, yapılan yargılama sonucu, mahkemesince sanığın mahkûmiyetine dair hükmün sanık müdafii tarafından istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün kaldırılmasına ve sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği, fakat sanık müdafii tarafından aşamalarda dosyaya vekaletname veya yetki belgesi sunulmadığı, dolayısıyla lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesince verilen sanık lehine vekalet ücretine hükmolunmasına yer olmadığına dair kararda bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 02.07.2018 tarihli ve 2018/86 Esas, 2018/827 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kayseri 14 Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.11.2023 tarihinde karar verildi.