Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1785 E. 2023/9425 K. 06.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1785
KARAR NO : 2023/9425
KARAR TARİHİ : 06.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği

temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanığın 17.02.2015 tarihli eylemi ile hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca 27.05.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı 08.06.2015 tarihinde müdafiye, 18.06.2015 tarihinde sanığa tebliğ edilmiştir.
B. Sanığın 27.07.2015 ve 06.08.2015 tarihli eylemler kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali kabul edilerek Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.10.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 54 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. Beyşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2016 tarihli ve 2015/366 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mükerreliğe karar verilmiştir.
D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının özetle; onama görüşünü içerir tebliğname ile dosya Dairemize tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, lehe kanun hükümlerinin uygulanması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeni ile yürütülen 2014/2479 Soruşturma numaralı dosyada 17.02.2015 tarihli adli muayene raporuna göre sanığın opiyat maddesinin kanında pozitif olduğunun tespit edildiği, bu rapora bağlı olarak 27.05.2015 tarihli 2015/42 Karar sayılı kamu davasının açılmasının erteleme kararının sanığa 18.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği sanığın denetim
süresi içerisinde 27.07.2015 tarihli eylemi ile tekrar uyuşturucu kullandığı, 06.08.2015 tarihli adli muayene raporunda da sanığın vucüdunda metabolidi morfin olan opiyat maddesinin etkin olduğunun tespit edildiği, bu nedenle kamu davasının ertelenmesi kararının kaldırılarak sanık hakkında dava açıldığı sanığın mahkememizde yapmış olduğu savunmasında Amatemden sboksan isimli ilacı almak için uyuşturucu kullandığına dair kabulü, dosya içerisindeki raporlar ve erteleme kararı hep birlikte değerlendirilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
A. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 17.02.2015 yerine 27.07.2015 olarak yanlış yazılması,
B. Tüm dosya kapsamından sanığın 17.02.2015 tarihli eylemi nedeni ile 27.05.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği 04.07.2015 tarihinde erteleme kararının kesinleşmesinden sonra sanığın 27.07.2015 ve 06.08.2015 tarihli eylemleri ihlal kabul edilerek 21.10.2015 tarihli iddianamenin düzenlenerek kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında;
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında ihlal sebebi olarak sayılarak aynı maddenin beşinci fıkrası uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı, 27.07.2015 tarihli eylemin ihlal nedeni olduğu, bu ihlalden sonra 06.08.2015 tarihli işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarının soruşturma ve kovuşturma konusu olabileceği, ancak iddianame düzenlenmeden aynı suçtan işlenen eylemlerin ise 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi kapsamında zincirleme suça esas alınması gerektiği kabul edilmektedir.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesinin kesinleşme ve iddianame tarihleri itibarıyla hukuki kesintinin gerçekleşmemiş olması dikkate alınarak her iki suçun “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinde yer alan zincirleme suçu oluşturup oluşturmadıklarının tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle delillerin tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
C. Sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamın esas numarasının yanlış yazılması,
Nedenleri ile hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Beyşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2016 tarihli ve
2015/366 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.11.2023 tarihinde karar verildi.