Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/17826 E. 2023/3515 K. 24.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17826
KARAR NO : 2023/3515
KARAR TARİHİ : 24.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1091 E., 2021/1755 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
SUÇ TARİHLERİ : 18.11.2020, 24.01.2021
HÜKÜM : Esastan ret
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafileri

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ

A. Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.02.2021 tarihli ve 2021/60 Esas, 2021/64 Karar sayılı kararı ile Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/55 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/55 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.

B. Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.05.2021 tarihli ve 2021/55 Esas, 2021/135 Karar sayılı kararı ile;

Sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 16.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,

Sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 10 yıl 5 ay hapis ve 20.820,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,

Karar verilmiştir.

C. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 15.09.2021 tarihli ve 2021/1091 Esas, 2021/1755 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıkların müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,

2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,

3. Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına,

4. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

5. Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde bilgiler bulunması nedeniyle hakkında teknik takip kararı alınan sanık …’in telefon görüşmelerinden 24.01.2021 tarihinde tanık…ın buluşma yerine yönlendireceği şahsa uyuşturucu madde satacağının değerlendirilmesi üzerine yapılan fiziki takip sonucunda sanık …’in diğer sanık …’in kullandığı araca binip 3-4 dakika geçtikten sonra araçtan inmesi üzerine sanık …’in kullandığı aracın durdurulduğu ve …’in suç konusu metamfetamini kolluk görevlilerine teslim ettiği, fiziki takip tutanağı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri gerekçesiyle sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden

Sanık müdafiinin, kanunî süresi içinde temyiz talebinde bulunduktan sonra, sanığın 02.04.2023 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği ve temyiz davasının istek şartına bağlı olduğu anlaşıldığından, sanık … yönünden dava dosyasının incelenmeksizin iadesine karar vermek gerekmiştir.

B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden

İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, delillerin hukuka uygun şekilde toplandığına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

V. KARAR

A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden

Sanık müdafiinin, kanunî süresi içinde temyiz talebinde bulunduktan sonra, sanığın temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği ve temyiz davasının istek şartına bağlı olduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 266 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği temyiz isteminden vazgeçme nedeniyle dava dosyasının oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,

B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden

Gerekçe bölümünde (B) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 15.09.2021 tarihli ve 2021/1091 Esas, 2021/1755 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğu ile TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Iğdır 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.04.2023 tarihinde karar verildi.

(K.O)

K A R Ş I O Y Y A Z I S I

Uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde bilgiler bulunması nedeniyle teknik takip altına alınan sanık …’in, 24.01.2021 tarihinde kullanmak amacıyla uyuşturucu madde satın almak isteyen…’ın buluşma yerine yönlendireceği şahsa uyuşturucu madde vereceğinin telefon görüşmelerinden kolluk tarafından belirlendiği, bunun üzerine yapılan fiziki takip sonucunda inceleme dışı sanık …’in sanık …’in kullandığı araca binip 3-4 dakika geçtikten sonra araçtan indiği, sonrasında sanık …’in kullandığı aracın durdurulduğu ve …’in suç konusu metamfetamini kolluk görevlilerine teslim ettiği olayda, ele geçirilen uyuşturucu maddeyi…’a vermek amacıyla…ten alan sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği kabul edilmiştir. Sayın çoğunluk ile aramızda bulunan uyuşmazlık suç konusu uyuşturucu maddenin hukuka aykırı elde edilip edilmediğine ilişkindir.
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan inceleme dışı sanık …’in, 05.11.2020 tarihinden itibaren suç tarihine kadar Iğdır Sulh Ceza Mahkemesince iletişimin tespiti ve kayda alınması kararı ile teknik takip ve izleme altında olduğu, 24.01.2020 tarihli fiziki takip tutanağı içeriğine göre de yapılan bu takip ve izleme neticesinde…in sanık … ile buluştuğunun ve uyuşturucu alışverişinin görüldüğü, sonrasında durdurulan sanık …’e üzerinde suç unsuru olup olmadığı sorulduğunda suç konusu uyuşturucu maddeyi verdiği aksi sabit olmayan aynı tarihli Olay, Yakalama, Rızaen Teslim ve Muhafaza Altına Alma, Tartım Tespit Tutanağına göre anlaşılmaktadır.

Bu tutanaklara ve tüm dosya kapsamına göre teknik izleme altında bulunan…in uyuşturucu madde ticareti yaptığı izleniminde bulunan kolluğun suç konusu maddenin eli geçmesi ve şüphelilerin yakalanması hususunda Cumhuriyet savcısından talimat aldığına ve onun emirleri doğrultusunda hareket ettiğine ilişkin bir delil bulunmamaktadır.

Olayda kolluğun Cumhuriyet savcısına haber vermeden işlem yapıp yapamayacağı, suçüstü hali olup olmadığı, teknik takip ve izleme altında bulunan ve bu izleme neticesinde suç şüphesi tespit edilen şüphelinin suç ortağının rızası ile verdiği söylenen suç konusu maddenin elde edilişinin aslında bir arama işlemi olup olmadığı ve bu durumda hukuka uygunluk halinin mevcut bulunup bulunmadığını değerlendirmek gerekmektedir.

Hukuka aykırılık bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanmasıdır. Kanuna aykırılıktan daha geniş bir içeriğe sahip olan hukuka aykırılık kavramının çerçevesi ve kapsamı belirlenirken gerek pozitif hukuk kurallarına gerekse temel hak ve hürriyetlere ilişkin genel hukuk ilkelerine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilmeli ve aykırılığın varlığı hâlinde hukuka aykırılığın mevcudiyeti kabul edilmelidir.

5271 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinde suçüstünün tanımına ve soruşturmanın tanımına yer verilmiş, koruma tedbirleri başlığı altında aynı Kanun’un 90 ıncı maddesinde yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler düzenlenmiş, aynı Kanun’un 158 inci maddesinde ihbar ve şikâyet, 160 ıncı maddesinde bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi, 161 inci maddesinde Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri, 164 üncü maddesinde ise adlî kolluk ve görevi düzenlenmiştir.

Suç işlendiği izlenimi yaratan bir durumun ihbar, şikâyet veya resen yetkili makamlar tarafından öğrenilmesi üzerine durum derhâl Cumhuriyet savcısına bildirilip, alınan talimatlar doğrultusunda konunun araştırılması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısı soruşturma evresini başlatacak olan şüphenin somut olayda bulunup bulunmadığını takdir edecek, soruşturma başlatacak şüphe olduğunu değerlendirmesi durumunda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için emrinde bulunan adli kolluk görevlileri aracılığı ile şüphelinin lehine ve aleyhine olan bütün delilleri toplayıp, şüphelinin haklarını korumak için gerekli olan tedbirleri alacaktır. Adli kolluk görevlileri el koyduğu olayları, uyguladığı tedbirleri Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve aldığı emirleri yerine getirmek zorundadır. Ceza muhakemesinde yapılan işlemlerin tekrarlanma fırsatının olmaması, sürecin hızlı işlemesi nedeniyle adli kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısından aldığı talimatlara uygun bir biçimde delil toplaması, toplanan delilleri muhafaza etmesi ve yetkililere teslim etmesi gerekmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.201 tarihli ve 2018/20-23 Esas, 2021/469 Karar sayılı, 12.01.2022 tarih ve 2019/19-569 Esas, 2022/10 Karar sayılı ve benzer birçok kararında belirtildiği gibi hukuka aykırı olarak yapılan aramanın hem ceza muhakemesi hukuku, hem maddi ceza hukuku, hem de tazminat hukuku bakımından bir takım müeyyideleri ortaya çıkabilecektir.

Aramanın hukuka aykırı olmasının ceza muhakemesi açısından sonucu arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınamamasıdır.

Hukuka aykırı aramanın maddi ceza hukuku bakımından yaptırımı ise eylemin suç teşkil etmesidir.

Aramadaki hukuka aykırılıklar gerek Devletin, gerekse arama kararını veren veya uygulayan kamu görevlilerinin tazminat sorumluluğunu gündeme getirebilecektir.

İletişimin tespiti ve kayda alınması kararı ile teknik takip altında bulunan ve telefon konuşmalarının içeriği gereği suç işleyeceği değerlendirilen şüphelinin uyuşturucu maddeyi verdiği diğer suç ortağının ve suç konusu uyuşturucu madde ele geçirilmesi olayında; suçüstü hâlinin varlığından söz edilemeyeceği, devletin kamu gücünü kullanan kolluk görevlilerinin karşısında direnme gücü bulunmayan sanığın bu aşamada gösterdiği rızanın hukuken geçerli olmayacağının kabulünün gerektiği, bu suretle 5271 sayılı Kanun’un 2 ve 161 inci maddeleri uyarınca derhâl Cumhuriyet savcısına olayın haber verilip Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine devam edilmesi ve aynı Kanun’un 116 ve 119 uncu maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri veya mahkemeden alınacak adli arama kararı uyarınca sanığın üzeri ve eşyası aranması gerektiği, bu zorunluluklara uymadan sanığın üstünde bulunan uyuşturucu maddeyi kendiliğinden vermesinin suç konusunun hukuka uygun olarak ele geçmesini sağlamayacağı, suç konusu uyuşturucunun hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde bulunması nedeniyle Anayasa’nın 38 inci maddesinin altıncı fıkrası ile 5271 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 217 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı gözetilmelidir.

Açıklanan nedenlerle suç konusu uyuşturucu maddenin hukuka aykırı elde edildiğinden sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun hükmün onanması görüşüne iştirak edilmemiştir. 24.04.2023