Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1765 E. 2023/9742 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1765
KARAR NO : 2023/9742
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/721 E., 2016/67 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.01.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
B. Sanığın, kendisine yüklenen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.11.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli ve 2015/721 Esas, 2016/67 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)
Suç tarihinde yapılan aramada kullanmak için uyuşturucu madde niteliğinde olan kubar olarak tabir edilen esrar maddesini kullanmak için yanında bulundurduğu, buna göre sanığın üzerine atılı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak suçunu 03.07.2014 tarihinde işlemiş ve hakkında “Kamu Davası Açılmasının Ertelenmesi” kararı verilmiş ise de, hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmek üzere şube müdürlüğüne gelmesi konusunda sanık tarafından karakolda bildirilen MERNİS adresine ihtarlı yazı çıkarıldığı, tebligat mazbatasının, şahsın adreste bulunamaması nedeniyle 14.07.2015 tarihinde örnek haber kağıdının yapıştırılarak ayrıca 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21 inci maddesine göre muhtara tebliğ edildiği, ancak şahsın yasal süre içerisinde müdürlüğe başvuru yapmamış olması nedeni ile kayıtlar kapatılarak sanık hakkında kamu davasının ertelenmesi kararının kaldırılması suretiyle iddianame düzenlenerek sanık hakkında açılan davada mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
A. Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edildiğine dair belgenin dosya içerisinde denetime açık bir şekilde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
B. Mahkemenin kabulüne göre; sanığın 03.07.2014 tarihli eylemi nedeniyle 05.01.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve mercinin gösterilmesi suretiyle usulüne uygun kanun yolu bildirimi yapıldığı, erteleme kararının tebliği ile kesinleşmesinin yapıldığı ve tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının 04.06.2015 tarihinde tebliği üzerine sanığın kuruma başvuruda bulunmadığından bahisle ikinci bir uyarı yapılmaksızın dosyasının 10.09.2015 tarihli karar ile kapatıldığı, kovuşturma şartı olan ısrar koşulu sağlanmadığı anlaşılmakla,
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yer verilen koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, dolayısıyla 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü kapsamında ihlal nedeni sayılacak eylem bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için, sanık hakkında incelemeye konu 03.07.2014 tarihli suç tarihinden sonra, ancak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren erteleme süresi olan 5 yıl içinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen herhangi bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ya da 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereği doğrudan açılan davaların bulunup bulunmadığının araştırılarak,
a) Var ise; Cumhuriyet Başsavcılığı ve/veya mahkemelerden ilgili dosyaların getirtilip dosya arasına alınıp; derdest ise temyize konu dava dosyası ile birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, gerektiğinde kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için bildirimlerde bulunulup sonucuna göre, tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle ihlal niteliğinde eylem olup olmadığı ya da eylemlerin tek suç, ayrı

suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi,
b) Yok ise; kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun sağlanmadığı dikkate alınarak kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının (2) nci cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve erteleme kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmekte ise de; dosya inceleme tarihi itibarıyla kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen 5 yıllık erteleme süresinin dolduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının (1) inci cümlesinde yer verilen “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü uyarınca erteleme süresinin dolması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak düşme kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
C. Sanık hakkında gerekçeli karar içeriğinde mükerrir olması sebebiyle mahkemece 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulanmasına karar verilmekle birlikte sanığın adli sicil kaydındaki hangi ilamın tekerrüre esas olduğunun belirtilmemesi,

Nedenleriyle hukuka aykırılıklar görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli ve 2015/721 Esas, 2016/67 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, diğer yönleri incelenmeksizin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.11.2023 tarihinde karar verildi.