Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1714 E. 2023/9739 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1714
KARAR NO : 2023/9739
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/938 E., 2016/178 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında 05.11.2014 tarihli eylem nedeni ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığınca 03.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir. Karar 06.02.2015 tarihinde sanığa tebliğ edilmiştir.
B. Sanığın, 20.04.2015 tarihli eylemi ihlal kabul edilerek Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığının, 31.08.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 54 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2015/938 Esas, 2016/178 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kamu davasının ertelenmesi kararının ihlali niteliğindeki 20.04.2015 tarihli eylemin sabit olmaması sebebi ile davanın düşürülmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle; Mahkemenin esasa girip, yargılama yapması gerekirken, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle düşme kararı vermesi ve kararın usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunduğundan kararın bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)
05.11.2014 tarihinde il merkezinde Hamam Sokak üzerinde sanığın kimlik kontrolü amacıyla durdurulmak istendiği sırada olay yerinden kaçtığı, kaçarken yere düşürdüğü cüzdanında bir miktar uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, olay nedeniyle Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03.02.2015 tarih 2014/3582 Esas 2015/4 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın usulüne uygun şekilde sanığa tebliğ edildiği ve kesinleştiği, sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında 20.04.2015 tarihinde tanık Mehmet A.’nun bir miktar uyuşturucu madde ile birlikte PTT binası yakınlarında yakalandığı, tanık Mehmet’in beyanları üzerine sanığın denetimli serbestlik tedbirini ihlal ettiği sonucuna varılarak ilk eyleminden dolayı sanık hakkında kamu davası açıldığı; davaya konu ilk olayda sanığın suçun ikrar ettiği, ikinci olayı ise kabul etmediği, tanık Mehmet’in kendisini sıkıştırması, uyuşturucu satmaya çalışması nedeniyle denetimli serbestlik tedbirinin kalkacağından korktuğunu, bu nedenle İl Emniyet Müdürlüğü’ne giderek tanık Mehmet’i ihbar ettiğini
söylediği, tanığın iddiası üzerine ikinci olayda görev yapan polis memurları Ali K. ve Mustafa M.’nin beyanlarının alındığı, tutanak tanıklarının sanığın savunmalarını doğruladıkları, sanığın ihbarı ve verdiği bilgiler üzerine tanık Mehmet’i yakalayabildiklerini söyledikleri, erteleme süresi içerisinde kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu madde temin etmesi veya bulundurması veya kullanması durumunda bu durumun ihlal olarak kabul edileceği, ayrı bir kovuşturma ve soruşturma yapılamayacağı, ilk olay nedeniyle kamu davası açılabileceği düzenlenmesine yer verilmiştir. Bu husus bir kovuşturma şartı olarak düzenlenmiştir. Sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için ihlal olarak kabul edilebilecek bir olayın gerçekleşmesi gerektiği, mahkeme dosyasına konu olayda sanık …’in ihlal olarak değerlendirilen olayda herhangi bir suç içeren eylemde bulunmadığı, tanık Mehmet’i ihbar ettiği, bu nedenle sanığın eyleminin ihlal olarak kabul edilemeyeceği, kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin işlemlerin yenilenmesine yönelik Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
A. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “05.11.2014” yerine “20.04.2015” olarak yazılması
B. Sanığın 05.11.2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle 03.02.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, bu kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 06.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanıldığı, sanığın 20.04.2015 tarihli eylemi nedeni ile 31.08.2015 tarihinde birleşme kararı verildiği ve sanığın 20.04.2015 tarihli eylemi ihlal kabul edilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırıldığı ve 31.08.2015 tarihli iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı;
İhlal sayılan 20.04.2015 tarihli olaya ilişkin; sanığın uyuşturucu madde kullandığı beyanı üzerine hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan işlem yapıldığı, sanığın uyuşturucu madde kullandığını belirten bir analiz yapılmadığı savunmasının aksine mahkûmiyete yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmediği bu hali ile ihlal oluşturan eylemin gerçekleşmediği anlaşılmakla;

20.04.2015 tarihli eylemin 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında ihlal sayılan eylem olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeksizin sanık hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere yargılamanın durmasına, dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine davanın düşürülmesine karar verilmesi,
C. Sanığın 05.11.2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle 03.02.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, bu kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 06.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanıldığı, sanığın 20.04.2015 tarihli eylemi nedeni ile 31.08.2015 tarihinde birleşme kararı verildiği ve sanığın 20.04.2015 tarihli eylemi ihlal kabul edilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırıldığı ve 31.08.2015 tarihli iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı ancak yapılan incelemede 20.04.2015 tarihli eylemin sabit olmadığı görülmekle;
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yer verilen koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, dolayısıyla 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü kapsamında ihlal nedeni sayılacak eylem bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için, sanık hakkında incelemeye konu 05.11.2014 tarihli suç tarihinden sonra, ancak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği 22.02.2015 tarihinden itibaren erteleme süresi olan 5 yıl içinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen herhangi bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ya da 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereği doğrudan açılan davaların bulunup bulunmadığının araştırılarak,
a. Var ise; Cumhuriyet Başsavcılığı ve/veya mahkemelerden ilgili dosyaların getirtilip dosya arasına alınıp; derdest ise temyize konu dava dosyası ile birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, gerektiğinde kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için bildirimlerde bulunulup sonucuna göre, tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle ihlal niteliğinde eylem olup olmadığı ya da eylemlerin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi,

b. Yok ise; 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrası ile düzenlenen kovuşturma şartlarının sağlanmadığı dikkate alınarak kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının (2) nci cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve erteleme kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmekte ise de; dosya inceleme tarihi itibariyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği 22.02.2015 tarihinden itibaren 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen 5 yıllık erteleme süresinin dolduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının (1) inci cümlesinde yer verilen “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. ” hükmü uyarınca erteleme süresinin dolması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak düşme kararı verilmesinde zorunluluk bulunması, nedeniyle hukuka aykırılıklar görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2015/938 Esas, 2016/178 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, diğer yönleri incelenmeksizin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.11.2023 tarihinde karar verildi.