Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1699 E. 2023/10156 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1699
KARAR NO : 2023/10156
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/602 E., 2015/914 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Manisa Cumhuriyet Başsavcılığınca 07.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
B. Sanığın, kendisine yüklenen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.07.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 2015/602 Esas, 2015/914 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri özetle; denetimli serbestlik tedbirine bilmeden uymadığını, lehine olan hükümlerin uygulanması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)
Sanığın ikrarı ile sabit olduğu üzere olay günü şüphe üzerine kolluk görevlilerince yapılan kaba üst aramasında montunun cebinde şişlik olduğunun fark edildiği, ne olduğu sorulduğunda sanığın ecstasy hapı görevlilere teslim ettiği, Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma neticesinde sanık hakkında “Kullanmak İçin Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Kabul Etmek veya Bulundurmak” suçundan Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2015 tarih 2015/3151 soruşturma no 2015/87 nolu kararı ile kamu davası açılmasının ertelenmesine ve hakkında 1 yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, Manisa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce kararın infazına başlanabilmesi için çıkartılan tebligatın 13.05.2015 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen sanığın 10 günlük süre içerisinde müdürlüklerine müracaat etmeyerek denetimli serbestlik tedbirini ihlal ettiği anlaşılarak açılan kamu davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
Sanığın 05.03.2015 tarihli eylemi nedeniyle 07.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin gösterilmesi suretiyle usulüne uygun kanun yolu bildirimi yapıldığı ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 15.04.2015 tarihinde sanığa usulüne uygun tebliğ edildiği, erteleme kararının 24.01.2015 tarihinde kesinleşmesinin ardından, tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının 13.05.2015 tarihinde tebliği üzerine sanığın kuruma başvuruda bulunmadığından bahisle ikinci bir uyarı yapılmaksızın dosyasının 04.06.2015 tarihli karar ile kapatıldığı, kovuşturma şartı olan ısrar koşulu sağlanmadığı anlaşılmakla,
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yer verilen koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, dolayısıyla 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü kapsamında ihlal nedeni sayılacak eylem bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için, sanık hakkında incelemeye konu 05.03.2015 tarihli suç tarihinden sonra, ancak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren erteleme süresi olan 5 yıl içinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen herhangi bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ya da 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereği doğrudan açılan davaların bulunup bulunmadığının araştırılarak,

a. Var ise; Cumhuriyet Başsavcılığı ve/veya mahkemelerden ilgili dosyaların getirtilip dosya arasına alınıp; derdest ise temyize konu dava dosyası ile birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, gerektiğinde kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için bildirimlerde bulunulup sonucuna göre, tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle ihlal niteliğinde eylem olup olmadığı ya da eylemlerin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi,
b. Yok ise; kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun sağlanmadığı dikkate alınarak kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının (2) nci cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve erteleme kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmekte ise de; dosya inceleme tarihi itibariyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen 5 yıllık erteleme süresinin dolduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının (1) inci cümlesinde yer verilen “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü uyarınca erteleme süresinin dolması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak düşme kararı verilmesinde zorunluluk bulunması, nedeniyle hukuka aykırılıklar görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 2015/602 Esas, 2015/914 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.11.2023 tarihinde karar verildi.