Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1646 E. 2023/9738 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1646
KARAR NO : 2023/9738
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/353 E., 2016/1250 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ın gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanığın 28.10.2014 tarihli eylemi nedeni ile Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 12.11.2014 tarihli karar ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
B. Sanığın 23.12.2014 tarihli eylemi ihlal kabul edilerek Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesi, 54 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2015/353 Esas, 2015/1250 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği özetle; kararın kanun ve hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın 28.10.2014 tarihli eylemi nedeni ile idrar tahlil raporuna göre THC Esrar pozitif (+) çıktığı ve uyuşturucu kullandığının belirlendiği, sanığın hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan Samsun Cumhuriyet Savcılığının 2014/25514 soruşturma sayılı 12.11.2014 tarihli kararı ile kamu davası açılmasının ertelenmesine dair karar verildiği, sanığın yükümlülükleri konusunda uyarıldığı, kararın sanığa 24.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kendisine tebliğinden itibaren yükümlülükler konusunda uyarılan ve haberdar olan sanığın bu defa 23.12.2014 tarihinde ikametinde yapılan aramada oda içerisinde gazete kağıdına sarılı vaziyette satışa hazır hale getirilmiş uyuşturucu maddelerin bulunduğu, bulgular üzerinde yapılan incelemede tespit edilen parmak izlerinin sanığın sağ el parmak izi ile aynı olduğu ve tam uyduğunun 23.12.2014 tarihli ekspertiz raporu ile bildirildiği, sanık hakkında 26.01.2015 tarihinde uyuşturucu madde ticareti yapma veya sağlama suçu nedeniyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi üzerine erteleme

süresi içerisinde ihlal ettiği anlaşılmış olup, sanığın uyuşturucu kullandığı, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçunu işlediği sabit olduğundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
12.11.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın MERNİS adresinde doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca muhtara teslim edildiği anlaşılmış olup; aynı Kanun’un 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, aynı Kanun’un 21 inci maddesinin birinci fıkrasına göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata aynı Kanun’un 23 üncü maddesinin bir ila sekizinci fıkraları ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin yapılan tebliğ usulsüz olduğundan 12.11.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından;
5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/353 Esas, 2015/1250 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden
hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.11.2023 tarihinde karar verildi.