YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1455
KARAR NO : 2021/4166
KARAR TARİHİ : 31.03.2021
Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkında İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesince 14/11/2016 tarihinde verilen 2015/274 esas ve 2015/532 sayılı kamu davasının düşmesine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 28/12/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Sanık hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 11/06/2014 tarihli, 2014/86177 soruşturma, 2014/33632 esas ve 2014/17632 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 68.Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2014 tarihli ve 2014/443 esas, 2014/24 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85.maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7.maddenin 2.fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5271 sayılı CMK’nın 231/8.maddesi uyarınca 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85.maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7.maddesi yollamasıyla 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191/3.maddesi uyarınca sanığın takdiren bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 18/09/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve infazı için 24/11/2014 tarihinde İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 29/11/2014 tarihli ve 2014/18031 DS sayılı çağrı yazısının 17/12/2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurduğu, 18/12/2014 tarihinde uyulması gereken kurallar formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, 29/01/2015 tarihli görüşmesine gelmesi nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, 05/02/2015 tarihli uyarı yazısı tebliğ edilmesine rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 25/03/2015 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-Dosyanın İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/274 esasına kaydedilerek sanık savunması alındığı ve İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/11/2015 tarihli ve 2015/274 esas, 2015/532 sayılı kararı ile, tedbirin gereklerine mazereti olduğundan uygun davranmadığı anlaşıldığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, mahkemenin 10/09/2014 tarihli ve 2014/443 esas,2014/24 karar sayılı hükmünün aynen infazına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben infazı için 16/12/2015 tarihinde İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
4-İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 25/12/2015 tarihli ve 2015/17787 DS sayılı çağrı yazısı tebliği ile infaz işlemlerine başlandığı, sanığın yükümlülüklerine uygun davranması nedeniyle 08/10/2016 tarihinde dosyanın infazen kapatıldığı,
5-İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14/11/2016 tarihli ve 2015/274 esas, 2015/532 sayılı ek kararı ile; tedbir kararına uygun davrandığı anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 191/5 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine karar verildiği, ek kararın 09/12/2016 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
6-Sanığın 22/07/2015 tarihinde işlediği hırsızlık suçu nedeniyle Şile Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2015 tarihli ve 2015/271 esas, 2015/420 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a, 142/5 ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren İstanbul Anadolu 68.Asliye Ceza Mahkemesine bildirimde bulunulmasına, karar verildiği, kararın 08/07/2020 tarihinde temyizde onama ile kesinleşmesi üzerine İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulduğu,
7-İhbar üzerine, İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesince, denetim süresi içerisinde işlenen suçun hırsızlık suçu olduğu, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu olmaması nedeniyle hükmün açıklanamayacağı, ancak 5 yıllık denetim süresi 18/09/2019 tarihinde dolmasına rağmen sehven 14/11/2016 tarihinde düşme kararı verildiği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna gidilmesinin talep edildiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince 5 yıl süre ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabu tutulmasına dair İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2014 tarihli ve 2014/443 esas, 2014/24 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin14/11/2016 tarihli ve 2014/443 esas, 2014/24 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2016 tarihli ve 2015/274 esas, 2015/532 sayılı kararının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık … hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2014 tarihli ve 2014/443 esas, 2014/24 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi
gereğince 5 yıl süre ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazını takiben, İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2016 tarihli ve 2015/274 esas, 2015/532 sayılı ek kararı ile, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkemece, sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesi gereğince hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinden bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmiş ise de,
6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan sanık hakkında 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, bu maddeye göre de sanığın sadece 1 yıllık tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinden bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmesinin mümkün olmadığı, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bağlı olarak belirlenen 5 yıllık denetim süresinin tamamını TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmadan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmadan geçirmesi gerektiği, soruşturma aşamasındaki sürece ilişkin kıyasen uygulanması gereken TCK’nın 191/7. maddesindeki “Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.” şeklindeki düzenlemenin bu yönde olduğu anlaşıldığından, henüz 5 yıllık denetim süresi kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu işlenmeksizin geçirilmeden, sanığın yalnızca bu 5 yıllık denetim süresi içindeki 1 yıl süreli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinden bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmesi kanuna aykırı olup, sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma talebi değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2016 tarihli ve 2015/274 esas, 2015/532 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
31/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.