Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/1436 E. 2023/9585 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1436
KARAR NO : 2023/9585
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
2. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02.09.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
3. İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli ve …. Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin alltıncı fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.
4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği özetle; gereğinin yapılmasını arz ettiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Güvenlik güçlerinin görevlerini ifaları sırasında durumundan şüphelendikleri sanığın durdurularak kimlik kontrolünün yapıldığı, sanığa üzerinde suç unsuru olup olmadığı sorulduğunda sanığın kendi rızası ile üzerinde bulunan uyuşturucu maddeyi güvenlik güçlerine teslim ettiği, yapılan incelemede söz konusu maddenin esrar içerdiği, sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığa davetiye çıkarıldığı ve usulüne uygun tebliğ edildiği, sanığın denetim planına uymadığı, denetim planına uyması için uyarı müzekkeresinin 15.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın uyarıya rağmen 15.06.2015 tarihli ikinci grup çalışmasına katılmayarak denetim planını tekrar ihlal ettiği ve geçerli bir mazeret bildirmediği, sanığın üzerinde bulunan suç konusu uyuşturucu maddeyi kendi rızası ile güvenlik

güçlerine teslim ettiği, kendi suçunun ortaya çıkmasına ve uyuşturucu maddenin ele geçirilmesine yardım ettiği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, 26.09.2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı (KDAEK) ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, 26.09.2014 tarihli KDAEK kararının kesinleşmediği,
UYAP’tan ve adli sicil kaydından yapılan incelemede; sanığın 29.11.2014 tarihli eylemi nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması istemli kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucu değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan cezalandırılmasına karar verilerek 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içinde suç işlemesi üzerine İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.03.2017 tarihli ve 2017/7 Esas, 2017/76 Karar sayılı ilamı ile hüküm açıklanarak sanığın mahkûmiyetine karar verildiği, kararın istinaf kararı ile 08.06.2018 tarihinde kesinleştiği,
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “Bu Kanunun; a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” hükmü gereği verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının (HAGB), kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçuna özgü olarak düzenlendiği, bu kapsamda Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, 5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları doğrultusunda verilen KDAEK kararı ile aynı nitelikte olduğu ve aynı hukuki sonuçları doğuracağı dolayısıyla, usulüne uygun olarak verilip kesinleşen KDAEK kararı var ise 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası doğrultusunda HAGB kararı verilemeyeceği, aynı şekilde 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında usulüne uygun şekilde verilip kesinleşen HAGB kararı var ise şüpheli/sanığın bu suçtan işlediği başka eylemi yönünden ayrı bir KDAEK kararı verilemeyeceğinin kabul edildiği, bu kapsamda 26.09.2014 tarihli kamu davasının
açılmasının ertelenmesi kararının ilk paragrafta açıklandığı üzere kesinleşmediği, KDAEK kararının kesinleşmesi tarihine kadar aynı şüpheli/sanık tarafından kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan işlenen tüm eylemlerin tek suç olarak kabul edilerek 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi kapsamında temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşılması gerekeceğinden, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.03.2017 tarihli ve 2017/7 Esas, 2017/76 Karar sayılı dava dosyasının aslı ya da onayı sureti dosya arasına alınarak, eylemlerin tek suç olup olmadığı tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli ve 2015/764 Esas, 2015/954 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.11.2023 tarihinde karar verildi.