Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/13909 E. 2021/12763 K. 01.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13909
KARAR NO : 2021/12763
KARAR TARİHİ : 01.12.2021

Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki … 36.Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/17 esas, 2016/144 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/05/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında, 09/07/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, … Cumhuriyet Başsavcılığının 12/08/2014 tarihli ve 2014/68580 soruşturma, 2014/397 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 29/08/2014 tarihinde MERNIS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı için … Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- … Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 20/10/2015 tarihinde MERNIS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 30/11/2015 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-Erteleme kararı kaldırılarak … Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2015 tarihli, 2014/68580 soruşturma, 2015/41242 esas ve 2015/34612 sayılı iddianamesi ile, sanığın TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle … 36.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4-… 36.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 03/03/2016 tarihli ve 2016/17 esas, 2016/144 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,cezanın TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve TCK’nın 51/3. maddesi gereğince 1 yıl denetim altında bulundurulmasına karar verildiği, kararın 23/03/2016 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/08/2014 tarihli ve 2014/68580 soruşturma, 2014/397 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/3. maddesi
uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetim yükümlüğünü ihlal etmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin … 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/17 esas, 2016/144 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” şeklindeki düzenleme gereği, “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesi ve itiraz hakkı tanınması gerektiği, itiraz hakkı tanınmadan Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,
Somut olayda, şüpheli hakkında 09/07/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle 5237 sayılı Kanunun 191/1. maddesi gereğince yürütülen soruşturma sonucunda, … Cumhuriyet Başsavcılığınca 12/08/2014 tarihli ve 2014/68580 soruşturma, 2014/397 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve sanık hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, anılan kararda itiraz yasa yolunun gösterilmediğinin anlaşıldığı,
Diğer yandan, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın şüphelinin mernis adresine doğrudan tebliğ edildiği, bilinen son adrese yapılan tebliğin iade gelmesi üzerine bu defa mernis adresi olduğuna ilişkin şerh düşüldükten sonra 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiğinden erteleme kararının tebliğinin de usulsüz olduğu cihetle, şüpheliye itiraz hakkı tanınmadan ve ayrıca usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazına başlanamayacağı gözetilmeden, kovuşturma şartının gerçekleşmemesi sebebiyle durma kararı verilmesi yerine yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek … 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/17 esas, 2016/144 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli … hakkında, 09/07/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, … Cumhuriyet Başsavcılığının 12/08/2014 tarihli ve 2014/68580 soruşturma, 2014/397 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin tedbirin gereklerine uygun davranmaması nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, … 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/17 esas, 2016/144 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis
cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK’nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” şeklindeki düzenleme gereği, “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/08/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği, şüpheliye itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle kararın kesinleşmediği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,
2- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın şüphelinin doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle somut olayda, … Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin doğrudan MERNIS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla şüpheliye itiraz hakkı tanınmadan verilen ve ayrıca usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı anlaşıldığından, kovuşturma şartının gerçekleşmediği,
3- 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesinin yeniden düzenlendiği, aynı maddenin 2. fıkrasında “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir… “, 4. fıkrasında “a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde yer alan düzenlemelere göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için şüphelinin erteleme süresi zarfında
kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi gerektiği, şüphelinin fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için en az 2 kez ihtar yapılmış olması ve şüphelinin usulüne uygun 2 haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği, buna karşın somut olayda şüpheli hakkında … Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 20/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmadığı, tek başına bu durumun ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, bu kapsamda usulüne uygun yapılan ilk çağrıya uymayan şüpheli hakkında sonuçları da şerh edilmek sureti ile ikinci kez çağrı kağıdı çıkartılması, bu çağrıya da uymaması halinde ısrar şartının gerçekleşeceği ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak hakkında iddianame düzenlenebileceği, somut olayda ısrar şartının gerçekleşmediği, ayrıca şüphelinin doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligatın da 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na aykırı olduğu,
4- Kabule göre de;
5237 Türk Ceza Kanununu 51/3. maddesinde ”Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.” şeklinde yer alan düzenleme gereğince, cezası ertelenen sanık hakkında mahkemesince en az “1 yıl 8 ay” denetim süresi belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, denetim süresinin “1 yıl” olarak belirlenmesinin de kanuna aykırı olduğu,
Sonuç olarak; yukarıda açıklandığı üzere, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan … 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2016/17 esas, 2016/144 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
01/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.