Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/11291 E. 2023/2815 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11291
KARAR NO : 2023/2815
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli ve 2014/367 Esas, 2016/73 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri

A. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

B. Her türlü şüpheden uzak, somut ve yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,

C. Gece karanlığında gerçekleşen olayda, polisin sanığın eşgaline dair tespit yapabilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğuna, kaçan şahısların eşgaline dair tespit yapılamamasının ise çelişki oluşturduğuna,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Ring görevinin ifası sırasında, sokakta yan yana duran üç şahsın kolluk görevlilerinin iki taraftan sokağa girmesiyle kaçmaya başladıkları, kovalamaca sırasında elinde bulunan poşeti yere atan sanığın yakalanabildiği, diğer şahısların yakalanamadığı, yere atılan poşet içinde 75 paket esrar, 21 paket kokain ve 100 adet MDMA içeren hap ele geçirilen olayda;

Suça konu poşetin sanık tarafından atıldığının tutanak mümzilerinin beyanlarıyla anlaşılması, suça konu maddelerin miktarının çokluğu, satışa hazır halde paketlenmiş olarak bulunmaları karşısında sanığın suçu işlediğinin kabul edildiği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği; Mahkemenin, suçun vasfına ve sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki hususlar dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

A. Sanığa verilen adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca taksitlendirilmesine karar verildikten sonra kararda “taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın tamamının bir seferde tahsil edileceği ve ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği” belirtilmeyerek 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranıldığı,

B. 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu,

C. Şahit numunelerin müsadere edilmemesinin hukuka aykırı olduğu,

Değerlendirilmiş; her üç hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli ve 2014/367 Esas, 2016/73 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322’nci maddesi gereği hükmün;

A. Hüküm fıkrasının, sanığa verilen adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin bölümüne “…birer ay arayla tahsiline” ibaresinden sonra gelmek üzere “taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri
kalan miktarın tamamının bir seferde tahsil edileceği ve ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ibaresinin eklenmesi,

B. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili bölümünün çıkarılması ve yerine; “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ile 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler sonrası oluşan durumuna göre, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 ncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına”, ibaresinin eklenmesi,

C. Müsadere ile ilgili bölümünde yer alan “Adli emanetin 2014/13729 sırasında kayıtlı uyuşturucu maddenin” ibaresinden sonra gelmek üzere “Adli Tıp Kurumu’nca alınan şahit numunelerin” ibaresinin eklenmesi,

Suretiyle, hukuka aykırılıkların DÜZELTİLEREK, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

29.03.2023 tarihinde karar verildi.