Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/11090 E. 2023/2046 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11090
KARAR NO : 2023/2046
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Aralarındaki bağlantı nedeniyle, Dairemizin 2020/18142 ve 2021/4582 Esas sayılı dosyaları ile birlikte incelenmiştir.

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin
birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A. Sanık hakkında 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6545 sayılı Kanun) 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 01.10.2014 tarihli ve 2014/19744 soruşturma numaralı Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, sanığın 25.12.2014 tarihli eylemde kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurduğunun bildirilmesi üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 07.11.2015 tarihli ve 2015/13634 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

B. Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.06.2016 tarihli ve 2015/782 Esas, 2016/363 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığı gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Sanık hakkında kurulan hüküm,

A. 25.12.2014 tarihli eyleme ilişkin sanığın uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edildiğine ilişkin rapor olup olmadığı araştırılıp var ise aslı ya da onaylı örneği dosyaya konulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,

B. Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle 5271 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, 5271 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ” mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

C. Birlikte incelenen Dairemizin 2020/18142 Esas sayılı dosyasında sanık hakkında; 27.08.2012 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle 15.11.2012 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Kayseri 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 03.04.2014 tarihli ve 2012/1107 Esas, 2014/336 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası
gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve 13.05.2014 tarihinde kesinleştirildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi, 08.10.2015 tarihli ve 2015/579 Esas, 2015/677 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis cezası ve hak yoksunluklarına ilişkin hükmün açıklanması 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la yapılan değişiklik nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi gereğince geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve 16.10.2015 tarihinde kesinleştirildiği, sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmediğinin bildirilmesi üzerine Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.04.2016 tarihli ve 2016/264 Esas, 2016/334 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verildiği ve Dairemizin 09.03.2023 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu anlaşılmakla,

Aralarındaki bağlantı nedeniyle dava dosyasının, söz konusu 27.08.2012 tarihli eyleme ilişkin dava dosyası ile birleştirilmesi, sonucuna göre deliller birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

D. Tekerrüre esas alınan, Kayseri 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2014/319 Esas ve 2014/673 Karar sayılı kararının, sanığın incelemeye konu 09.06.2014 tarihli eyleminden sonra 12.11.2014 tarihinde kesinleştirildiği anlaşıldığından, söz konusu ilamın tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi

E. 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin uygulanmaması ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesiyle yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

F. Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “09.06.2014” yerine hatalı olarak ”25.12.2014” yazılması,

Nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.06.2016 tarihli ve 2015/782 Esas, 2016/363 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.03.2023 tarihinde karar verildi.