YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10183
KARAR NO : 2022/10107
KARAR TARİHİ : 10.10.2022
Mahkeme : VAN 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Uyuşturucu maddenin taşınmasında kullanılan aracın … olan plakasının … olarak yanlış yazıldığı ve aracın müsaderesine ilişkin kararın araç kayıt malikine tebliğ edilmediği anlaşılmakla müsadere konusu temyiz incelemesinin dışında tutulmuştur.
Sanık … müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin süresinden sonra olması ve sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme isteğinin ise, hükmedilen hapis cezasının süresine göre, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 318. ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, duruşmasız olarak inceleme yapılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “28/02/2008” yerine “2008” olarak gösterilmesi ve sanık …’in tutuklama tarihinin gerekçeli karar başlığında hatalı gösterilmesi mahkemesince düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak görülmüştür.
Suç tarihi itibari ile lehe olarak kabul edilen TCK’nın 188/3. maddesi gereğince hapis cezasının üst sınırı on beş yıl olarak düzenlenmiş olmakla sanıklar hakkında en üst sınırdan ceza verilmesi nedeni ile tebliğnamedeki temel hapis cezasının alt sınır daha da aşılarak belirlenmemesi gerektiği yönündeki eleştiriye iştirak edilmemiştir.
Sanıklar … ve …’ın TCK’nın 37. maddesi kapsamında asli fail olduğu gözetilmeden, eylemlerinin yardım etme niteliğinde olduğu kabul edilerek TCK’nın 39. maddesi uyarınca cezalarından indirim yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Adli emanetin 2009/1111 sırasında kayıtlı bulunan suça konu uyuşturucu maddelerin 14/01/2014 tarihli celsede kurulan ara karar ile müsadere edilmesine rağmen tekrar müsaderesine karar verilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
A- Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ve 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiriler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanıklar …, … ve … yönünden re’sen de temyize tabi olan hükümlerin ONANMASINA,
B- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1- İddianamede, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanması istenildiği halde, 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesi uyarınca TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanmaması ihtimaline binaen ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 192/3. maddesi uygulanmamak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2- Sanığın tutuklama ve tahliye tarihlerinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi,
3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, re’sen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA,
10/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.