Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/6457 E. 2020/4612 K. 30.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6457
KARAR NO : 2020/4612
KARAR TARİHİ : 30.09.2020

Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/882 esas, 2019/725 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 17/02/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1- Sanık hakkında 23/04/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08/10/2018 tarihli, 2018/83402 soruşturma, 2018/43889 esas ve 2018/27937 sayılı iddianamesi ile Ankara 13. Ceza Mahkemesine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-6 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, iddianamede 04/10/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeni ile Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesine 2016/178 esas, 17/05/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeni ile Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesine 2016/1609 esas, 04/04/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeni ile de Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesine 2017/1007 esas sayılı kamu davalarının açıldığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/6. maddesi uyarınca şüpheli hakkında yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
2- Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 19/09/2019 tarihli ve 2018/882 esas, 2019/725 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 43. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/06/2015 tarihli, 2014/1575 esas ve 2015/1024 sayılı ilamının tekerrüre esas alınarak, TCK’nın 58. maddesi gereğince sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, kararın 10/10/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 43. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/882 esas, 2019/725 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1- Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesine göre takdir edilen cezadan aynı Kanun’un 43. maddesi uyarınca artırım yapıldığı anlaşılmış ise de, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08/10/2018 tarihli ve 2018/83402 soruşturma, 2018/43889 esas, 2018/27937 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında önceden aynı neviden suç işlemesinden dolayı açılmış kamu davaları bulunduğundan bahisle anılan Kanun’un 191/6. maddesi kapsamında kamu davası açıldığı, farklı eylemlerin dava konusu yapılmadığı, dolayısıyla somut dava kapsamında, değişik zamanlarda işlenmiş suçların bulunduğundan bahsedilemeyeceği gözetilmeden, zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde;
2- Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25/06/2015 tarihli ve 2014/1575 esas, 2015/1024 sayılı kararı ile hükmolunan 5 ay hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/1-d maddesi uyarınca “5 ay süre ile eğlence yerlerine gitmekten yasaklanma seçenek tedbirine” çevrildiği nazara alındığında, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 25/09/2018 tarihli ve 2018/3407 esas, 2018/10190 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun’un 5. maddesine göre uygulamada asıl mahkumiyetin bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbir olduğu ve bu itibarla seçenek yaptırımdan ibaret mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/882 esas, 2019/725 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık … hakkında 23/04/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/882 esas, 2019/725 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 43. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre;
1- Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesine göre belirlenen cezada aynı Kanun’un 43. maddesi uyarınca artırım yapılmış ise de; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08/10/2018 tarihli ve 2018/83402 soruşturma, 2018/43889 esas, 2018/27937 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında önceden aynı neviden suç işlemesinden dolayı açılmış kamu davaları bulunduğu gerekçesi ile anılan Kanun’un 191/6. maddesi kapsamında kamu davası açıldığı, incelemeye esas kamu davasının sadece sanığın 23/04/2018 tarihli eylemine ilişkin olduğu, sanığın dava konusu yapılan başkaca bir eyleminin bulunmadığı, dolayısıyla somut dava kapsamında, değişik zamanlarda işlenmiş suçların bulunduğundan sözedilemeyeceği anlaşıldığından, zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi,
2- Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25/06/2015 tarihli ve 2014/1575 esas, 2015/1024 sayılı kararı ile hükmolunan 5 ay hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/1-d maddesi uyarınca “5 ay süre ile eğlence yerlerine gitmekten yasaklanma seçenek tedbirine” çevrildiği dikkate alındığında, 5237 sayılı Kanun’un 50/5. maddesine göre uygulamada asıl mahkumiyetin bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbir olduğu ve bu itibarla seçenek yaptırımdan ibaret mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması, Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/882 esas, 2019/725 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak ve mahkemenin uygulaması gözetilerek ;
Hüküm fıkrasının;
1- Hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43.maddesinin uygulanmasına ilişkin 2.paragrafının hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “sonuç olarak sanığın 5237 Türk Ceza Kanunu’nun 191/1.maddesi uyarınca 2 YIL HAPİS CEZASI İLE CZALANDIRILMASINA” ibaresinin yazılması,
2- Hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58.maddesinin uygulanmasına ilişkin 7.paragrafının hüküm fıkrasından çıkarılması
suretiyle DEĞİŞTİRİLMESİNE
Hükmün değiştirilen bu şekliyle infazına,
Dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
30/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.