Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/6435 E. 2020/3579 K. 16.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6435
KARAR NO : 2020/3579
KARAR TARİHİ : 16.09.2020

Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2018 tarihli ve 2017/35 esas, 2018/97 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/01/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli … hakkında, 29/03/2016 ve 31/07/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçları nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 27/10/2016 tarihli, 2016/56971 soruşturma ve 2016/2475 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 03/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, infazı için İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 31/10/2016 tarihli ve 2016/6545 DS sayılı çağrı yazısının 09/11/2016 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmadığı, bunun üzerine 23/11/2016 tarihli uyarılı çağrı yazısının 30/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, yine müdürlüğe başvurmaması üzerine İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 13/12/2016 tarihli kararı ile, dosyanın kapatılmasına karar verilerek 15/12/2016 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17/01/2017 tarihli, 2016/56971 soruşturma, 2017/2310 esas ve 2017/1970 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-a maddesi yollamasıyla 191/1, 43/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarihli, 2017/35 esas ve 2018/97 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve adli sicil kaydında görülen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren, İstanbul Kapatılan 60. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, karar verildiği, kararın 11/05/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
5-İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesinin ihbarına ilişkin olarak; sanığın 29/11/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 25/09/2014 tarihinde verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlali üzerine yargılamaya devam edilerek İstanbul Kapatılan 60. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2015 tarihli, 2015/972 esas ve 2015/898 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 02/11/2015 tarihinde kesinleştiği, İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine, İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli, 2018/429 esas ve 2019/151 sayılı kararı ile , geri bırakılan hükmün açıklandığı, açıklanan hükmün istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 21/06/2019 tarihli, 2019/816 esas ve 2019/1615 sayılı kararı ile; istinaf başvurusunun esastan reddine, incelenen dosyadaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının zorunlu olarak verilmesi gereken geri bırakılma kararı olduğu ve bu kararın 5 yıllık denetim süresi içerisinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunun bu denetimin ihlali niteliğinde olması nedeni ile ihbarı yapan mahkemedeki yargılama konusu eylemlerin ayrı soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacaklarından İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/35 esas ve 2018/97 karar sayılı kesinleşmiş kararı yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilebilmesi için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verildiği,
anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/10/2016 tarihli ve 2016/56971 soruşturma, 2016/2475 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, hakkında açılan kamu davası sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarihli ve 2017/35 esas, 2018/97 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın yargılama konusu olan 29/03/2016 ve 31/07/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu, daha önce 29/11/2013 tarihli başka bir kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı İstanbul 10. Asliye (İstanbul Kapatılan 60. Asliye) Ceza Mahkemesinin 22/10/2015 tarihli ve 2015/972 esas, 2015/898 sayılı kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediği anlaşılmakla, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme uyarınca, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlenen ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2018 tarihli ve 2017/35 esas, 2018/97 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosyada;
Şüpheli … hakkında 29/03/2016 ve 31/07/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçları nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/10/2016 tarihli ve 2016/56971 soruşturma, 2016/2475 sayılı kararını takiben, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan uyarıya rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar ettiği gerekçesiyle dosyanın kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, erteleme kararı kaldırılarak hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarihli ve 2017/35 esas, 2018/97 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve adli sicil kaydında görülen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren, İstanbul Kapatılan 60. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, karar verildiği,
anlaşılmıştır.
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinde yer alan;
“ (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur.” şeklindeki ve,
6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında;
Sanığın daha önce 29/11/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında 25/09/2014 tarihinde, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191.maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, zorunlu olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirini ihlal etmesi nedeniyle yargılamaya devam edilerek, 22/10/2015 tarihinde İstanbul Kapatılan 60. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2015 tarihli ve 2015/972 esas, 2015/898 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 02/11/2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra, 29/03/2016 ve 31/07/2016 tarihlerinde işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2018 tarihli ve 2017/35 esas, 2018/97 sayılı kararı ile mahkum olması nedeni ile yapılan ihbar sonucu hüküm açıklanmış olmakla; yargılama devam ederken 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince zorunlu olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerekirken tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği, bu kararın yok hükmünde olduğu, mahkemenin tedbirin ihlal edilmesinden sonra vermiş olduğu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince verilmesi gereken zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kararın 5 yıllık denetim süresi içerisinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunun bu denetimin ihlali niteliğinde olacağı, kanun yararına bozma incelemesine konu olan 29/03/2016 ve 31/07/2016 tarihli eylemlerin ayrı soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı,
Sonuç olarak, incelemeye konu somut olayda; kamu davasının kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2018 tarihli ve 2017/35 esas, 2018/97 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
16/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.