Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/6344 E. 2020/3684 K. 16.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6344
KARAR NO : 2020/3684
KARAR TARİHİ : 16.09.2020

Mahkeme : NEVŞEHİR Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Tanık …’dan uyuşturucu madde ele geçirilen 15.01.2015 tarihli eyleme ilişkin olay tutanağının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından; söz konusu tutanağın aslı ya da onaylı fotokopisinin, denetime olanak sağlamak üzere dosyada bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43. maddesiyle uygulama yapılabilmesi için her biri cezalandırılabilir nitelikte birden fazla eylemin bulunması gerektiği, sanıktan 24.01.2015 tarihinde uyuşturucu aldığını söyleyen tanık …’dan maddeleri yok etmesi nedeni ile uyuşturucu madde ele geçmediği, bu hali ile sanık mahkeme ifadesinde her ne kadar tanık İsa’ya ücretsiz olarak uyuşturucu madde verdiğini belirtmişse de, suç konusu maddenin ele geçmemiş olması sebebi ile 24.01.2015 tarihinde tanık İsa’ya uyuşturucu madde sattığına dair, soyut mahiyetteki sanığın ikrarı ve tanık beyanı dışında, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3- Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK’nın 63. maddesi gereğince cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Suça konu uyuşturucu maddenin müsaderesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
5- Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
6- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.