YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6343
KARAR NO : 2020/4650
KARAR TARİHİ : 30.09.2020
Mahkeme : ARDAHAN Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, ancak;
1- Suç tarihlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin miktarına bağlı olarak önem ve değeri ile oluşturduğu tehlike, sanığın bu suçu işleyiş biçimi ve suç kastına dayalı kusuruna göre, “sanığın kastının yoğunluğu, eylemin işleniş biçimi, mağdurun durumu ve sanığın uyuşturucu suçlarına karşı eğilimi nazara alınarak” şeklindeki gerekçe ile 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi ile 3. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “orantılılık” ilkesine aykırı olarak ve suç tarihinde yürürlükte bulunan sanığın lehine olan 6545 sayılı Yasa ile değişmeden önceki TCK’nın 188/3. maddesindeki temel hapis cezasının alt sınırından çok fazla uzaklaşılmak suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
2- Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan uyuşturucu maddenin TCK’nın 54/4.maddesi gereğince müsaderesi yerine TCK’nın 54. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
3- Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 30.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.