Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/4739 E. 2020/3821 K. 21.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4739
KARAR NO : 2020/3821
KARAR TARİHİ : 21.09.2020

Adalet Bakanlığının, 06/07/2020 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkûmiyetine dair Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 16/07/2020 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 03/07/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın sanık müdafiine tebliğ edildiği ancak itiraz hakkının gösterilmediği,
2- Tedbirin infazına başlaması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin sanığın bilinen son adresi ile aynı olan MERNİS adresinde bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği,
Ancak sanığın tebliğden itibaren 10 gün içinde kuruma müracaat etmemesi üzerine “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Yapılan yargılama sonucunda, Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1, 31/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine karar verildiği, hükmün usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
4- Sanığın erteleme süresi içinde işlediği iddia edilen kasıtlı suçtan mahkûmiyet hükmünün kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine 28/12/2017 tarihli ek kararla erteli cezanın aynen infazına karar verildiği, ancak kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine 06/03/2020 tarihli ek kararla infazın durdurulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Sanığın erteleme süresinde işlemiş olduğu bir başka suç sebebiyle cezasının aynen infazına dair Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin (Çocuk Mahkemesi Sıfatıyla) 28/12/2017 tarihli ve 2017/316 esas, 2017/724 sayılı kararın, Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının bozulması hâlinde, infaz kabiliyeti olmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, suçun işlendiği 03/07/2014 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamamış ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan belirlenen 5 ay hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilen 21/04/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı itiraz yolu açık olduğu halde, kararda bu husus belirtilmediği için, karar içeriğindeki yasa yolu bildiriminin usulsüz olması nedeniyle kararın kesinleşmediği, dolayısıyla erteleme kararına karşı şüphelinin 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, tebligat evrakına şerh yazılmak suretiyle usulüne uygun bir şekilde kararın tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, usule uygun şekilde kesinleşmeyen karara dayanılarak yapılan infaz işlemlerinin hukuka aykırı olduğu,
Ayrıca, uyarılı ilk başvuru davetiyesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinden itibaren 10 gün içinde sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak dava açıldığı anlaşıldığından, usulüne uygun olarak ikinci kez uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderilmeyen sanık hakkında “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etme” şartının gerçekleşmediği,
Hususlarında kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararına karşı yukarıda belirtilen sebeple kanun yararına bozma isteğinde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.