Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/335 E. 2020/9188 K. 17.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/335
KARAR NO : 2020/9188
KARAR TARİHİ : 17.12.2020

Mahkeme : TAVŞANLI 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde kurulan hükmün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ” mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Sanık hakkında Tavşanlı Sulh Ceza Mahkemesi’nin 20/07/2010 tarihli, 2010/272 esas ve 2010/455 karar sayılı ilamıyla 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve suç tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 191/6 maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilerek cezanın infazının ertelendiği kararın Dairemizin 22/12/2014 tarihli, 2012/2002 esas ve 2014/13754 karar sayılı ilamıyla bozulduğu, bozma üzerine Tavşanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/03/2015 tarihli, 2015/72 esas ve 2015/223 karar sayılı ilamıyla sanık hakkında 10 ay hapis cezasına ve ” 5271 sayılı CMK 231. maddesi uyarınca koşulları oluştuğundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 231/8 maddesi uyarınca 5 yıl denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, sanığın şahsi ve sosyal durumu dikkate alınarak, denetim süresi içinde, 231/8 maddesi uyarınca herhangi bir yükümlülük yüklenmesine takdiren yer olmadığına,” karar verildiği, kararın 15/05/2015 tarihinde kesinleştiği, sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14/03/2017 tarihli, 2016/118 esas ve 2017/35 karar sayılı ilamıyla sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan beraat kararı verildiği; ancak sanığın uyuşturucu madde kullandığının sabit olması nedeniyle Tavşanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/03/2015 tarihli, 2015/72 esas ve 2015/223 karar sayılı ilamıyla verilen denetimi ihlal ettiği gerekçesiyle ihbarda bulunulması üzerine temyize konu hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de,
Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde verilmediği, genel hükümler kapsamında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca verildiği ve her hangi bir yükümlülük öngörülmediği, böylece Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14/03/2017 tarihli, 2016/118 esas ve 2017/35 karar sayılı dosyasında sanık hakkında beraat kararı verildiğinden ve sanık hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından Tavşanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/03/2015 tarihli, 2015/72 esas ve 2015/223 karar sayılı ilamındaki hükmün açıklanmasının şartları oluşmadığı gözetilmeden hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
Kabule göre;
3) Sanık hakkında Tavşanlı Sulh Ceza Mahkemesi’nin 20/07/2010 tarihli, 2010/272 esas ve 2010/455 sayılı ilamıyla 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve suç tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 191/6 maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilerek cezanın infazının ertelendiği kararın Dairemizin 22/12/2014 tarihli, 2012/2002 esas ve 2014/13754 karar sayılı ilamıyla bozulduğu, bozma üzerine Tavşanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/03/2015 tarihli, 2015/72 esas ve 2015/223 karar sayılı ilamıyla sanık hakkında 10 ay hapis cezası ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 15/05/2015 tarihinde kesinleştiği, denetim süresinde sanığın tekrar uyuşturucu madde kullanma eylemini gerçekleştirmesi nedeniyle açıklanması geri bırakılan bu hükmün aynen açıklanarak sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği olayda, sanık hakkındaki 20/07/2010 tarihli ilk kararda adli para cezasına karar verilmiş olması karşısında, 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi de gözetilerek sonuç cezanın adli para cezası olarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.