YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/22091
KARAR NO : 2022/10232
KARAR TARİHİ : 12.10.2022
Mahkeme : BURSA 4. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti
Hüküm : Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Suç tarihi olan 01/06/2015 tarihinden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 191. maddesinde yapılan değişiklik ile ceza miktarı “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlenmiş olup, 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı CMK’nın 251. maddesinin 1. fıkrasına göre “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” hükmü uygulanamayacağından, tebliğnamede belirtilen bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihinden önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188 veya 190. maddelerde tanımlanan suçlardan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmesi hükme bağlanmış, 191. maddenin 9. fıkrasında ise “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümlerinin uygulanacağı…” belirtilmiştir.
Dolayısıyla sanık hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan dolayı açılan davada, yapılan kovuşturma sonucunda sanığın sabit olan eyleminin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğunun anlaşılması durumunda, suç vasfındaki değişiklik nedeniyle Mahkemece TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrası uyarınca, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan hüküm kurulma aşamasına gelindiğinde; öncelikle, TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti gerektiğinden; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içinde işleyip işlemediğinin ve önceki dava
sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde TCK’nın 191. maddesinin 2. ve 3. fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veya TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrası gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte verilmiş ve infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra; 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde karar verilen “Tedavi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri” ve “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararlarının kesinleşmesinin 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra “Kamu Davası Açılmasının Ertelenmesi” kararı verilmesini engellemeyeceği de gözetilerek;
1) Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” veya 5560 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde görülüyorsa, bu suç TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası gereğince soruşturma ve kovuşturma nedeni yapılamayacağından düşme kararı verilip ilgili Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
2) Sanık hakkında daha önce kullanmak için uyuşturucu madde satın alınması, bulundurulması ya da kullanılması suçundan TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı” veya TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrasına göre verilen “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” yoksa TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrası gereğince “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” verilmesi,
3) Sanık hakkında daha önce kullanmak için uyuşturucu madde satın alınması, bulundurulması ya da kullanılması suçundan TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı” veya TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrası gereğince “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” verilmiş ve bu kararların ihlali nedeniyle açılan davalardan mahkûmiyet kararı verilmiş ise bu suç doğrudan soruşturulması ve kovuşturulması gereken suç olacağından yargılamaya devam olunarak TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir hüküm kurulması,
Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 12/10/2022 tarihinde, üyeler … ve …’in sanık …’ın uyuşturucu ticaretinden mahkûm olması gerektiği yönündeki karşı oyuyla ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Tüm dosya içeriğine göre;
Sanık …’ın İstanbul ilinden yüklü miktarda uyuşturucu methamphetamine getirerek bağımlı şahıslara sattığı, sanığın uyuşturucu madde getirmek üzere 31/05/2015 günü öğle
saatlerinde … plakalı araçla İstanbul’a gittiği ve gece ilerleyen saatlerde Bursa iline döneceği şeklinde istihbari bilgi üzerine, ekiplerce uygulama noktası kurulmak suretiyle beklenilmeye başlandığı, 01/06/2015 günü saat 06:00 sıralarında uygulama noktasına bahsi geçen aracın yaklaştığının görülmesi üzerine aracın durdurulduğu, araçta bulunan sanık ile birlikte toplam beş kişinin kimlik tespiti yapıldıktan sonra üzerlerinde ve araçta suç unsuru bulunup bulunmadığı sorulduğunda bulunmadığını beyan etmeleri üzerine, sanık …’ın yapılan kaba üst yoklamasında t-shirt’ünün sol göğüs cebinde görülen kabarıklığın ne olduğu sorulduğunda cebinde aliminyum folyo ve şeffaf poşet içerisinde bir paket uyuşturucu maddelerden methamphetamine içeren maddeyi görevlilere teslim ettiği, şahıslar ve aracın muhafaza altına alınarak şube müdürlüğüne intikal ettirildiği, Cumhuriyet savcısından alınan yazılı arama kararına istinaden sanık refakate alınarak araçta yapılan aramada, aracın şoför tarafında direksiyonun alt kısmında plastik koruyucu muhafazanın arkasına gizlenmiş vaziyette beyaz şeffaf naylon poşet içinde beyaz havlu peçeteye sarılı iki adet ağzı orijinal kilitli şeffaf naylon poşet içinde, net 16,3 gr. ağırlığında beyaz kristal renkli kristal maddeden net 11,41 gr. ve net 23,7 gr. ağırlığında beyaz kristal renkli kristal maddeden net 16,59 gr. olmak üzere uyuşturucu maddelerden methamphetamine içeren maddeye el konulduğu,
Sanığın cebinde bulunan satışa hazır vaziyette uyuşturucu madde ile araçta yapılan aramada ele geçen uyuşturucu maddenin kişisel kullanım miktarının çok üzerinde olması, sanığın olay tarihinde işsiz olduğunu belirtmesi, aracın sanık tarafından kiralanmış olduğu nazara alındığında, sanığın uyuşturucu maddeyi satmak amacıyla diğer temyiz dışı sanık …’ın sürücülüğünü yaptığı araçla İstanbul ilinden getirdiği ve bu şekilde üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği sabit olmasına rağmen, değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet kararına dair mahkeme kararının belirtilen gerekçelerle bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız. 12/10/2022