YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/22033
KARAR NO : 2023/4091
KARAR TARİHİ : 08.05.2023
T U T U K L U
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/2003 E., 2020/2654 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar ve müdafileri
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.12.2019 tarihli ve 2019/344 Esas, 2019/483 Karar sayılı kararı ile;
Sanık …’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası ve 58 inci maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
Sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası uyarınca 15 yıl hapis ve 30.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.
B. … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 13.10.2020 tarihli ve 2020/2003 Esas, 2020/2654 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve sanık … yönünden re’sen de istinafa tabi olan hükümlere yönelik sanıklar ve müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; usul ve yasaya uygun olan istinaf başvurusunun esastan reddine dair karara yönelik temyiz isteminin esastan reddiyle hükümlerin onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Sanığa son söz hakkı verilmediğine,
2. Karar celsesinde tutukluluk halinin değerlendirilmediğine,
3. 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanma olanağı olmadığına,
4. Her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmadığına,
5. Çok ceza aldığına,
İlişkindir.
B. Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun yasal unsurları oluşmadığına,
2. Sanığın uyuşturucu madde kullanıcısı olduğuna,
3. Suçun oluşabilmesi için tahmine değil, kesin ve inandırıcı delile dayanması gerektiğine,
4. Sanığın olaydaki rolü ve konumunun mahkemece tam olarak tespit edilmediğine, olaydaki konumu diğer beraat eden sanıklar ile aynı olduğuna, hiçbir farklılık arz etmediğine, 5237 sayılı Kanun’un 192 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası kapsamında kaldığına,
5. Eksik ve hatalı bir karar verildiğine,
6. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmamasının eksik ve hatalı bir kararın meydana gelmesine sebep olduğuna,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık … hakkında;
06.10.2018 tarihli olay yönünden; her ne kadar sanık … aşamalarda yapmış olduğu savunmalarında
atılı suçu işlemediğini ifade etmişse de, sanığın inkara dönük savunmalarının aksinin tanık …’in aşamalarda istikrarlı beyanları, uzmanlık raporu, teşhis tutanağı, fiziki takip tutanağı ve tape kayıtları ile ispat edildiği her türlü şüpheden uzak bir şekilde anlaşılmakla; sanık …’ın, tanık …’e 20 TL karşılığında MDMA etken maddesini içeren bir adet hapı sattığı sabit kabul edilerek,
11.10.2018 tarihli olay yönünden; her ne kadar sanık … aşamalarda yapmış olduğu savunmalarında atılı suçu işlemediğini ifade etmişse de, sanığın inkara dönük savunmalarının aksine tanık …in kollukta alınan 11.10.2018 tarihli ifadesi hariç diğer tüm beyanlarında olay tarihinde üzerinde ele geçen uyuşturucu maddeleri sanıktan aldığına dair istikrarlı beyanları, uzmanlık raporu, teşhis tutanağı, fiziki takip tutanağı ve tape kayıtları ile ispat edildiği her türlü şüpheden uzak bir şekilde anlaşılmakla; sanık …’ın, tanık Muhammet’e 50 TL karşılığında MDMA etken maddesini içeren 2 adet hapı sattığı sabit kabul edilerek,
Sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında farklı tarihlerde tanıklara suça konu uyuşturucu maddeleri satmak suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca temel cezasında artırım yapıldığı, “takdiri indirim nedenleri” başlıklı 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde; indirim nedeni olarak failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki davranışları, yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri sayılmıştır. Anayasa Mahkemesinin 20/06/1995 tarih 1994/92 – 1995/14 sayılı kararında “… şahsi durum deyimi, suçlunun psikolojik ve sosyo-psikolojik durumu ile ilgili olup, kişisel yapısı ve buna etkili olan ailevi ve toplumsal konumu ifade eder. Sosyal durum ise suçlunun toplum içinde bulunduğu mevkidir. Sosyal durum objektif ve subjektif olarak değerlendirilir. Kişinin geliri, öğrenimi ve eğitimi ile mesleği, medeni hali gibi hususlar objektif ve subjektif değerlendirmenin ölçüleridir” denilmiştir. “…fail çevresi ile iyi geçiniyor mu, yoksa geçimsiz biri olarak mı tanınıyor, failin eğitimi, mesleği, geliri, sağlık durumu, alışkanlıkları, engelli olup olmaması, aile ilişkileri, sosyal çevre ile ilişkileri, diyalogları nasıl, mahkeme bu hususları da takdiri indirim nedenlerini uygularken değerlendirecektir” şeklinde doktirin ve uygulamada görüşlere de yer verildiği, (… …… Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu Genişletilmiş ve Güncellenmiş 2. Baskı … 2014-2.Cilt Sayfa 2053) bu doğrultuda sanık …’ın adli sicil kaydının tetkikinde; birden fazla farklı suç yönünden kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün bulunduğu, … 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1937 Esas 2010/2101 Karar sayılı ilamı yönünden de
mükerrir olduğu görülmekle tüm bu hususlar yukarıda değinilen içtihat ile uygulama görüşleriyle birlikte değerlendirildiğinde, sanığın suça eğilimli kişi olduğu ve aşamalarda pişmanlığını dile getirmemiş olması dikkate alınarak hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanmamasının oluşa, dosya kapsamına ve ceza adaletine uygun olacağı değerlendirilerek sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin tatbik edilemeyeceğine karar verilmiştir.
Sanık … hakkında;
Her ne kadar sanık …’in aşamalarda yapmış olduğu savunmalarında üzerine atılı bulunan suçu inkar ettiği görülmüşse de, somut olay kapsamında ifadesine başvurulan tanık …’ın aşamalarda vermiş olduğu beyanlarında olay tarihinde yukarıda isimleri geçen arkadaşları ile birlikte aralarında para toplayarak sanık …’e kendilerine uyuşturucu madde getirmesi için verdiğine dair istikrarlı beyanları, olay kapsamında yapılan ara yakalamada tanıkların aracında ele geçirilen sentetik kannabinoidler grubunda yer alan AMB-FUBINACA etken maddesini içeren uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, fiziki takip tutanağı ve tape kayıtları ile de teyit edilmesi hususları kül halinde değerlendirildiğinde sanığın savunmalarının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilerek üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.
5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin somut olayda değerlendirilmesi, “takdiri indirim nedenleri” başlıklı 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde, indirim nedeni olarak failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki davranışları, yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri sayılmıştır. Anayasa Mahkemesinin 20/06/1995 tarih 1994/92 – 1995/14 sayılı kararında “… şahsi durum deyimi, suçlunun psikolojik ve sosyo-psikolojik durumu ile ilgili olup, kişisel yapısı ve buna etkili olan ailevi ve toplumsal konumu ifade eder. Sosyal durum ise suçlunun toplum içinde bulunduğu mevkidir. Sosyal durum objektif ve subjektif olarak değerlendirilir. Kişinin geliri, öğrenimi ve eğitimi ile mesleği, medeni hali gibi hususlar objektif ve subjektif değerlendirmenin ölçüleridir” denilmiştir. “…fail çevresi ile iyi geçiniyor mu, yoksa geçimsiz biri olarak mı tanınıyor, failin eğitimi, mesleği, geliri, sağlık durumu, alışkanlıkları, engelli olup olmaması, aile ilişkileri, sosyal çevre ile ilişkileri, diyalogları nasıl, mahkeme bu hususları da takdiri indirim nedenlerini uygularken değerlendirecektir” şeklinde doktirin ve uygulamada görüşlere de yer verildiği, (… …… Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu Genişletilmiş ve Güncellenmiş 2. Baskı … 2014-2.Cilt Sayfa 2053) bu doğrultuda sanık …’in adli sicil kaydının tetkikinde; birden fazla farklı suç yönünden kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün bulunduğu görülmekle tüm bu hususlar yukarıda değinilen içtihat ile uygulama görüşleriyle birlikte değerlendirildiğinde, sanığın suça eğilimli kişi olduğu ve aşamalarda
pişmanlığını dile getirmemiş olması dikkate alınarak hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanmamasının oluşa, dosya kapsamına ve ceza adaletine uygun olacağı değerlendirilerek sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin tatbik edilemeyeceğine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünün belirtilmesi dışında hükümlerde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Hükme esas alınan sanıklar hakkında uygulanan iletişimin tespiti ve dinlenmesi tedbiri kapsamında elde edilen iletişim tespit çözüm tutanaklarının (TAPELERİN), denetime olanak verecek şekilde aslı veya onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, sanıklara okunup diyeceklerinin sorulması, sanıkların kayıtlardaki konuşmaların kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde, ses örnekleri alınarak, konuşmaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması, ses kayıtlarının sanıklara ait olduğunun saptanması halinde, telefon konuşmalarının somut olaylarla ve gerçekleşen olgularla birlikte ayrı ayrı irdelenip değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanıklar ve müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 13.10.2020 tarihli ve 2020/2003 Esas, 2020/2654 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Bozma nedeni ile tutukluluk süresi ve tutuklama koşullarında değişiklik bulunmaması karşısında sanık … hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Akhisar Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.05.2023 tarihinde karar verildi.