Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/21895 E. 2023/5041 K. 01.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/21895
KARAR NO : 2023/5041
KARAR TARİHİ : 01.06.2023

T U T U K L U

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/10 E., 2016/84 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.07.2011 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza

Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.03.2013 tarihli ve 2011/224 Esas, 2013/79 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın 10.06.2013 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.
3. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.11.2014 tarihli ve 2014/156 Esas, 2014/291 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan karar tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 inci maddesi uyarınca hükmedilen 10 ay hapis cezasının, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası ve sekizinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın beş yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 24.12.2014 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
4. Sanığın denetim süresi içinde 20.06.2015 tarihinde işlediği basit yaralama suçundan Sapanca Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.01.2016 tarihli ve 2015/470 Esas, 2016/1 Karar sayılı mahkûmiyet kararının 04.01.2016 tarihinde kesinleştiğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2016/10 Esas, 2016/84 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

II. GEREKÇE
Kabul edilebilir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Mahkemece 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesine göre 06.11.2014 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği anlaşılmakla, hükmün ancak; ihbara konu suçun “kullanmak için
uyuşturucu madde bulundurma” suçu olması halinde açıklanabilmesi durumunun 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci madde hükümleri çerçevesinde verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” dair kararlara ilişkin olması ve bu kuralın genel hükümlere göre 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca verilen kararları kapsamamasının yanında, bu suçtan dolayı doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verilmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ”hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verilmesinin şartlarının bulunmaması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargıtayın denetim işlevini yerine getirebilmesi için temyiz incelemesine konu hükmün gerekçe bölümünde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü ve 230 uncu maddeleri uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması, hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bunun nitelendirmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan yalnızca sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına dair hususlar anlatılmak suretiyle hüküm kurulması, 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında Kanuna muhalefet hâli olarak saptanmıştır.
III. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2016/10 Esas, 2016/84 Karar sayılı kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.06.2023 tarihinde karar verildi.