Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/21716 E. 2023/5201 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/21716
KARAR NO : 2023/5201
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/931 E., 2020/230 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, re’sen de temyize tabi olan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.08.2010 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Fethiye 2. Sulh Ceza Mahkemesinin, 29.01.2013 tarihli ve 2010/1004 Esas, 2013/179 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın 18.02.2013 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.
C. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınıp 15.05.2013 tarihli tensip tutanağı düzenlenerek yapılan yargılama sonucunda, Fethiye 2. Sulh Ceza Mahkemesinin, 16.01.2014 tarihli ve 2013/476 Esas, 2014/55 Karar sayılı kararı ile sanığın adres karışıklığı olduğuna ilişkin beyanına itibar edilerek sanık hakkında yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın 03.02.2014 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.
D. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınıp 26.08.2014 tarihli tensip tutanağı düzenlenerek yapılan yargılama sonucunda, Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.11.2014 tarihli ve 2014/798 Esas, 2014/546 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan karar tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 inci maddesi, 50 nci maddesinin birinci ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmedilen 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
E. Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.11.2014 tarihli ve 2014/798 Esas, 2014/546 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 20.11.2019 tarihli ve 2019/1863 esas, 2019/6356 Karar sayılı kararı ile;

“1- Her ne kadar mahkemece, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinde ceza süreleri yönünden lehe aleyhe değerlendirilmesi yapılmış ise de; 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesinde yer alan diğer düzenlemeler yönünden ayrıca değerlendirilip karşılaştırma yapılması sonucuna göre, lehe kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
F. Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.03.2020 tarihli ve 2019/931 Esas, 2020/230 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan karar tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası,

aynı Kanun’un 62 inci maddesi, 50 nci maddesinin birinci ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmedilen 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
E. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; hükmün bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık kararı temyiz ettiğini belirtmiştir.
III. GEREKÇE
Suç tarihinden inceleme tarihine kadar olağanüstü zamanaşımının dolduğu belirlenmekle, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği, 12 yıl olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. Suç tarihinden itibaren temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar, ilk tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kesinleştiği 18.02.2013 tarihi ile tedbirin gereklerine uymama nedeniyle mahkemenin tensip tarihi olan 15.05.2013 tarihleri arasındaki süre ile ikinci tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kesinleştiği 03.02.2014 tarihi ile tedbirin gereklerine uymama nedeniyle mahkemenin tensip tarihi olan 26.08.2014 tarihleri arasındaki süre eklendiğinde de, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.03.2020 tarih, 2019/931 Esas, 2020/230 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz talebi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.06.2023 tarihinde karar verildi.