YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/21329
KARAR NO : 2023/5864
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/282 E., 2015/404 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma
HÜKÜM : Düşme
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Ereğli (Konya) Cumhuriyet Başsavcılığınca 08.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
2. Ereğli (Konya) Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.04.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanunu’nun 191 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, ikinci fıkrasının (c) bendi ile 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
3. Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.11.2015 tarihli ve 2015/282 Esas, 2015/404 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz isteği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığının kabul edilebilmesi için ısrar şartının aranması gerektiğine ve sanığın tek tebligatla ısrarlı davranmasının kabul edilemeyeceğine, düşme kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kararın bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜNE GÖRE)
Mahkemece, sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, ısrar şartı gerçekleşmemesi nedeniyle erteleme kararı kaldırılarak iddianame düzenlendiği, bu şekilde denetime uymadığı, üzerine atılı suçu işlediği gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
1. 02.06.2014 tarihli eylem ile ilgili soruşturma evrakların dosya içerisinde ve UYAP sisteminde bulunmadığı anlaşılmakla, soruşturma evrakların aslı veya onaylı örneklerinin denetime imkan verecek şekilde UYAP sistemi ve dosya içerisinde bulundurulması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kabule göre;
2. 5721 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin sekizinci fıkrasında “Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, tüm bu düzenlemeler karşısında somut olayda; 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin infaz işlemlerinde, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak üzere çıkarılan ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayan şüphelinin, aynı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için; “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde, şüpheli hakkında kamu davasının açılması gerektiğinden, inceleme konusu olayda ikinci uyarı yapılmadığı için kamu davasını açma koşulları oluşmadan davanın açıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması, nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.11.2015 tarihli ve 2015/282 Esas, 2015/404 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.06.2023 tarihinde karar verildi.