YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/21130
KARAR NO : 2023/5089
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/49 E., 2016/327 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 21.04.2010 tarihli ve 2010/3699 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Fatih 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 06.06.2011 tarihli ve 2010/606 Esas, 2011/1285 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 6.000,00 TL adli para cezasına ve aynı kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
C. Fatih 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 06.06.2011 tarihli ve 2010/606 Esas, 2011/1285 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.10.2014 tarihli ve 2012/23248 Esas, 2014/10485 Karar sayılı kararı ile; “Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 74. Asliye Ceza Mahkemesi, 11.03.2015 tarihli ve 2014/1887 Esas, 2015/539 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca verilen 10 ay hapis cezası ilişkin hükmün açıklanması 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6545 sayılı Kanun) 85 inci maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 7 nci maddenin ikinci fıkrası dikkate alınarak 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi gereğince geri bırakılmış, 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş ve karar 07.04.2015 tarihinde kesinleştirilmiştir.
E. Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin 5 yıllık denetim süresi içinde 28.04.2015 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle sanık hakkında İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesince 10.12.2015 tarihli ve 2015/265 Esas, 2015/523 Karar sayılı ilamıyla mahkûmiyet kararı verilerek hükmün açıklanması yönünden değerlendirilme yapılmak üzere ihbarda bulunulması üzerine ihbar üzerine İstanbul (Kapatılan) 74. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.04.2016 tarihli ve 2016/49 Esas, 2016/327 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 51 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği özetle; usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına ilişkindir.
III. GEREKÇE
Suç tarihinden itibaren, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 07.04.2015 tarihi ile HAGB’nin ihlali niteliğindeki eylemin gerçekleştiği tarih olan 28.04.2015 tarihi arasındaki duran süreler de eklendikten sonra, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası nazara alındığında öngörülen 12 yıllık uzatmalı dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul (Kapatılan) 74. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.04.2016 tarihli ve 2016/49 Esas, 2016/327 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz talebi yerinde
görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.06.2023 tarihinde karar verildi.