YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/20921
KARAR NO : 2022/9670
KARAR TARİHİ : 28.09.2022
Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve 2018/1784 esas, 2019/1996 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 09/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında, 07/12/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 03/04/2018 tarihli ve 2018/13150 soruşturma, 2018/205 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun 7 gün olarak gösterildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek infazı için Malatya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Malatya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, uyarılmasına rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar etmesi nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 24/09/2018 tarihli ve 2018/13150 soruşturma, 2018/9126 esas, 2018/7335 sayılı iddianame ile Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 24/12/2019 tarihli ve 2018/1784 esas, 2019/1996 sayılı kararı ile, sanığa denetimli serbestlik müdürlüğünce usulüne uygun tebligat yapılmadığı gerekçesiyle “ceza verilmesine yer olmadığına ve tedbirin infazının devamına” karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/04/2018 tarihli ve 2018/13150 soruşturma, 2018/205 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle hakkında kamu davası açılması üzerine, sanığa denetimli serbestlik müdürlüğünce usulüne uygun tebligat yapılmadığından bahisle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve 2018/1784 esas ve 2019/1996 sayılı kararı kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında, 07/12/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilen 03/04/2018 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kaldırılarak hakkında kamu davası açılması üzerine yapılan yargılamada Mahkemesince, sanığa denetimli serbestlik müdürlüğünce usulüne uygun tebligat yapılmadığından bahisle ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
5721 sayılı Kanun’un 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.”ve yine aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda Mahkemenin gerekçesine göre “sanığa denetimli serbestlik müdürlüğünce usulüne uygun tebligat yapılmadığı” hususu kovuşturma şartı olup, 5271 sayılı Kanun’un 223/1. maddesi gereğince, mahkemesince durma kararı verilerek, geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması hâlinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve 2018/1784 esas ve 2019/1996 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli … hakkında, 07/12/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 03/04/2018 tarihli ve 2018/13150 soruşturma, 2018/205 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle hakkında kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve 2018/1784 esas ve 2019/1996 sayılı kararı ile, sanığa denetimli serbestlik müdürlüğünce usulüne uygun tebligat yapılmadığı gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, anlaşılmıştır.
1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi gereğince, şüpheli hakkında verilen “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden ve kesinleşmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru süresinin “15 gün” yerine “7 gün” olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171, 172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, bu nedenle Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılan tebligatların hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
2- Kabule göre de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde yer alan, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda Mahkemenin gerekçesine göre “sanığa denetimli serbestlik müdürlüğünce usulüne uygun tebligat yapılmadığı” hususu kovuşturma şartı olup, 5271 sayılı Kanun’un 223/1. maddesi gereğince, mahkemesince durma kararı verilerek, geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması hâlinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle, kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, mahkemesince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi ilave gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli, 2018/1784 esas ve 2019/1996 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.