Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/20904 E. 2021/9349 K. 29.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/20904
KARAR NO : 2021/9349
KARAR TARİHİ : 29.09.2021

Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki … 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2016 tarihli ve 2016/14 esas, 2016/152 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli … hakkında, 23/09/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda; 16/02/2015 tarihli ve 2015/1333 soruşturma, 2015/117 sayılı karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanunun 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu, mercii ve süresinin gösterilmediği, erteleme kararının 02/03/2015 tarihinde aynı konutta oturan annesi imzasına tebliğ edildiği, 23/02/2015 tarihinde infazı için … Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- … Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemleri devam ederken 01/08/2015 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalandığı,
3- Erteleme kararı kaldırılarak her iki soruşturma evrakının birleştirildiği ve … Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2015 tarihli ve 2015/1333 soruşturma, 2015/11803 esas, 2015/9607 sayılı iddianamesi ile sanığın TCK’nın 191/4-b maddesi delaletiyle 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle … 8. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- … 8. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 12/02/2016 tarihli ve 2016/14 esas, 2016/152 sayılı kararı ile; “Her ne kadar sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararına uymadığından bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; soruşturma aşamasında … Cumhuriyet savcılığının 2015/1330 soruşturma, 2015/117 karar sayılı ve 16/02/2015 tarihli kararı ile sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın infaz aşamasında sanığın 01/08/2015 tarihinde yeniden kullanmak amacıyla uyuşturucu bulunduğu iddia olunmuş ise de; söz konusu uyuşturucu maddenin sanığa ait olmadığı gibi hemen akabinde yapılan testde de uyuşturucu negatif gözüktüğünden bu haliyle sanık tedavi
ve denetimli serbestlik kararını ihlal etmediği anlaşıldığından sanığa CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Sanık hakkında … Cumhuriyet Savcılığının 2015/1330 Soruşturma, 2015/117 Karar sayılı ve 16/02/2015 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kaldığı yerden devam suretiyle aynen infazına” karar verildiği, kararın 02/03/2016 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi :
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/02/2015 tarihli ve 2015/1333 soruşturma, 2015/117 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, adı geçen şüphelinin 01/08/2015 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığından bahisle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kaldığı yerden devam suretiyle aynen infazına ilişkin … 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2016 tarihli ve 2016/14 esas, 2016/152 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
… 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2016 tarihli kararı ile “..sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın infaz aşamasında sanığın 01/08/2015 tarihinde yeniden kullanmak amacıyla uyuşturucu bulunduğu iddia olunmuş ise de; söz konusu uyuşturucu maddenin sanığa ait olmadığı gibi hemen akabinde yapılan testde de uyuşturucu negatif gözüktüğünden bu haliyle sanık tedavi ve denetimli serbestlik kararını ihlal etmediği..” gerekçesi ile ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi … hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında ise, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde hükümlere yer verildiği,
Bu haliyle, mahkemesince tedavi ve denetimli serbestlik kararını ihlal etmediği belirtilen şüpheli hakkında durma kararı verilerek, denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi kanuna aykırı olduğu gibi, 5271 sayılı Kanun’un 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden olan ceza verilmesine yer olmadığına kararı ile yargılamanın sonlandırıldığı ve kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı verildikten sonra ayrıca “Sanık hakkında … Cumhuriyet Savcılığının 2015/1330 Soruşturma, 2015/117 Karar sayılı ve 16/02/2015 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kaldığı yerden devam suretiyle aynen infazına” şeklinde karar verilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hükmün karıştırılmasında isabet görülmemiştir.”
denilerek … 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2016 tarihli ve 2016/14 esas, 2016/152 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK’nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” şeklindeki düzenleme gereği, “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararda itiraz kanun yolu, itiraz mercii ve itiraz süresinin gösterilmediği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle kararın kesinleşmediği,
2- Kabule göre de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesinde, “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında … beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.”, 191/3. maddesinde “Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” ve 191/4-a maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,…hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında;
Somut olayda, mahkemesince tedavi ve denetimli serbestlik kararını ihlal etmediği belirtilen şüpheli hakkında “durma” kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi kanuna aykırı olduğu gibi, 5271 sayılı Kanun’un 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden olan ceza verilmesine yer olmadığına kararı ile yargılamanın sonlandırıldığı ve kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı verildikten sonra ayrıca “Sanık hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının
2015/1330 soruşturma, 2015/117 karar sayılı ve 16/02/2015 tarihli tedavi ve denetimli
serbestlik tedbirinin kaldığı yerden devam suretiyle aynen infazına” şeklinde karar verilerek sanki durma kararı verilmişcesine, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hükmün karıştırılması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kamu davası hakkında “durma” kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, … 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2016 tarihli ve 2016/14 esas, 2016/152 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurmayacak ve yeniden yargılamayı gerektirmeyecek şekilde gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.