Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/20615 E. 2021/702 K. 20.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/20615
KARAR NO : 2021/702
KARAR TARİHİ : 20.01.2021

Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas, 2019/393 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 02/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli … hakkında, 01/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/59173 soruşturma ve 2016/1921 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 08/09/2016 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, tedbire uymadığı için 28/07/2017 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2017/460 esas, 2018/436 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 03/12/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
2- Şüphelinin 08/08/2017 ve 05/05/2018 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 17/06/2019 tarihli, 2017/93618 soruşturma, 2019/20969 esas ve 2019/14720 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kanun yararına bozma istemine konu; 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas, 2019/393 karar sayılı kararı ile, sanık hakkında atılı suçtan kamu davası açılmış ise de, sanık hakkında Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/460 esas-2018/436 karar sayılı dosyasında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın 03/12/2018 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla iddianamede atıf yapılan Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığı, bu itibarla kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından CMK 223/8 maddesi uyarınca kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın 09/09/2019 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Şüphelinin 14/02/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 18/07/2019 tarihli, 2019/67030 soruşturma, 2019/24687 esas ve 2019/17374 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-6 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/625 esasına kaydedilen dosyanın yargılaması sırasında 10/03/2020 tarihli ara kararı ile; “Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/392 esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesi gerektiği, ancak mahkemesi tarafından durma kararı verildiği, sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği” gerekçesiyle Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/392 esas ve 2019/393 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına, karar verildiği, davanın derdest olduğu,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durmasına dair Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas, 2019/393 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında, daha önce 01/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2017/460 esas, 2018/43 6 sayılı kararı ile 1 yıl 8 ay mahkûmiyetine ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve itiraz edilmeksizin 03/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
Sanık hakkında bu kez kanun yararına bozma talebine konu olan 08/08/2017 ve 05/05/2018 tarihlerinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, “…Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığı, bu itibarla kovuşturma şartının gerçekleşmediği…” gerekçesiyle Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas, 2019/393 sayılı kararı ile kamu davasının durmasına hükmedilmiş ise de;
6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin 2. fıkrasında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada öncelikle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği belirtilmiş, 5. fıkrasında “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” 6. fıkrasında ise “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” şeklinde yer alan,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesinde, “… soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde yer alan düzenlemeler karşısında,
Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/460 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 01/05/2016, iddianame tarihinin ise 28/07/2017 olduğu, kanun yararına bozma talebine konu olan yargılama konusu suçların ise iddianamenin tanzim tarihinden sonra 08/08/2017 ve 05/05/2018 tarihlerinde işlenmiş olduğu, bu haliyle kanun yararına bozma talebine konu Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas sayılı dosyasındaki suçların ilk eylem sebebiyle düzenlenmiş olan iddianame tanzimi ile hukuki kesinti gerçekleşmesi sebebiyle ayrı soruşturma ve kovuşturma konusu olacakları, öte yandan Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/460 esas sayılı dosyasında sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi nedeniyle önceki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, kanun yararına bozma talebine konu olan ./..
08/08/2017 ve 05/05/2018 tarihli sonraki suçlara ilişkin olarak 5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine de engel olacağı cihetle, sanık hakkında davaya devam olunarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas, 2019/393 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosya içeriğine göre; sanık hakkında, daha önce 01/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, yükümlülüklerine uymaması nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak 28/07/2017 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli ve 2017/460 esas, 2018/436 sayılı kararı ile 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve itiraz edilmeksizin 03/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
Sanık hakkında bu kez, kanun yararına bozma istemine konu olan 08/08/2017 ve 05/05/2018 tarihlerinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, “…Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığı, bu itibarla kovuşturma şartının gerçekleşmediği…” gerekçesiyle Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas, 2019/393 sayılı kararı ile kamu davasının durmasına karar verildiği,
Sanığın 14/02/2019 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 18/07/2019 tarihli iddianamesi ile Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Bakırköy 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/625 esasına kaydedilen dosyanın yargılaması sırasında 10/03/2020 tarihli ara kararı ile; “Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/392 esas sayılı dosyası ile işbu dosyanın birleştirilerek sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği” gerekçesiyle Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/392 esas ve 2019/393 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına, karar verildiği, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin 2. fıkrasında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada öncelikle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği belirtilmiş, 5. fıkrasında “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” 6. fıkrasında ise “Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.” şeklinde yer alan,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesinde, “… soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde yer alan düzenlemeler karşısında,
Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/460 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 01/05/2016, iddianame tarihinin ise 28/07/2017 olduğu, kanun yararına bozma istemine konu olan yargılama konusu suçların ise iddianamenin tanzim tarihinden sonra 08/08/2017 ve 05/05/2018 tarihlerinde işlenmiş olduğu, bu haliyle kanun yararına bozma istemine konu Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas,2019/393 karar sayılı dosyasındaki suçların ilk eylem sebebiyle düzenlenmiş olan iddianame tanzimi ile hukuki kesinti gerçekleşmesi nedeniyle ayrı soruşturma ve kovuşturma konusu olacağı, öte yandan Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/460 esas sayılı dosyasında sanık hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi nedeniyle önceki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının, kanun yararına bozma talebine konu olan 08/08/2017 ve 05/05/2018 tarihli sonraki suçlara ilişkin olarak 5237 sayılı Kanun’un 191/6. maddesi uyarınca yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesine engel olacağı,
Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılama konusu olan eylemlerin tarihinin 08/08/2017 ve 05/05/2018 olduğu, iddianame tarihinin 17/06/2019 olduğu,
Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesinde derdest olan kamu davasında ise suç tarihinin 14/02/2019, iddianame tarihinin 18/07/2019 olduğu, 14/02/2019 tarihli eylemin 17/06/2019 tarihli iddianameden once işlenmesi karşısında aralarında hukuki kesinti bulunmayan 08/08/2017, 05/05/2018 ve 14/02/2019 tarihli eylemlerin zincirleme suçu oluşturacağı, anlaşıldığından, açıklanan nedenlerle;
Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/392 esas ve 2019/393 karar sayılı davası ile Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/625 esas sayılı davasının birleştirilerek, sanık hakkında yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir karar verilmesi ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/460 esas, 2018/436 karar sayılı dosyasına bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden durma kararı verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlere göre;
Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/392 esas ve 2019/393 karar sayılı davası ile Bakırköy 18.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/625 esas sayılı davasının birleştirilerek, sanık hakkında yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir karar verilmesi ve sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren Bakırköy 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/460 esas, 2018/436 karar sayılı dosyasına bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden durma kararı verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Bakırköy 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2019 tarihli ve 2019/392 esas, 2019/393 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 20/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.