Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/20479 E. 2022/5864 K. 09.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/20479
KARAR NO : 2022/5864
KARAR TARİHİ : 09.05.2022

Mahkeme : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : 1- Mahkûmiyet; … Ağır Ceza Mahkemesinin
30/01/2020 tarih, … esas ve … sayılı kararı
2- İstinaf başvurusunun eleştirilerek esastan reddi;
… Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin
15/06/2020 tarihli … esas ve … sayılı kararı

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanığın temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Tüm dosya kapsamına göre; aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu işlediği anlaşılan sanık hakkında, belirlenen temel ceza üzerinden zincirleme suç hükümlerini düzenleyen TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayin edilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
İletişim tespit çözüm tutanaklarının, yargılama aşamasında getirtilip sanığa okunmadan hüküm kurulduğu anlaşıldığından, iletişim tespit çözüm tutanaklarının sanığa okunup diyeceklerinin sorulması, kabul etmediği takdirde görüşmelere ilişkin ses kayıtları dinletilerek kendi sesi olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını belirtmesi halinde ise sanıktan alınacak ses örnekleri ile telefon konuşmalarına ilişkin ses kayıtlarının aynı kişiye ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi veya uzman bir kurum ya da kuruluştan rapor alınması, telefon konuşmalarının somut olayla ve gerçekleşen olgularla birlikte ayrı ayrı irdelenip değerlendirilmesi gerekmekte ise de; olayın delilinin iletişim tespit tutanaklarından ibaret olmadığı, fiziki takip tutanakları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından sanığın eyleminin sabit olduğu anlaşılmakla belirtilen eksiklik bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenlerin dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- İlk derece mahkemesi gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “17/05/2019” olarak yazılması gerekirken “24/05/2019 ” olarak yanlış gösterilmesi,
2- Sanığa verilen adli para cezasının TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca 24 eşit taksitte ve 1’er ay ara ile ödenmesine, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının muacceliyet kazanmasına karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” hususu belirtilmeyerek TCK’nın 52/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması,
3- Hükümden sonra TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMK’nın 302. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 303. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,
İlk Derece Mahkemesi hükmünün;
1- Gerekçeli karar başlığından suç tarihinin çıkarılması ve yerine “17/05/2019” yazılması,
2- Hüküm fıkrasının, sanığa verilen adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin paragrafına “… tamamının muacceliyet kazanmasına ” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ibaresinin eklenmesi,
3- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve aynı maddede 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler gözetilerek oluşan duruma göre, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
Suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak sanık hakkındaki salıverilme talebinin reddine,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın … Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine 09/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.