YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/19222
KARAR NO : 2023/3184
KARAR TARİHİ : 06.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/61 E., 2016/167 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/10842 Esas sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği
temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Söke Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 13.09.2011 tarihli ve 2011/1361 esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Söke 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 29.11.2011 tarihli ve 2011/370 Esas, 2011/490 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, kararın itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmiştir.
C. Sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Söke 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 03.07.2013 tarihli ve 2013/61 Esas, 2013/282 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanması 5271 sayılı Kanun 231 inci maddesi gereğince geri bırakılmış, 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına ve takdiren 1 yıl boyunca 2 ayda 1 kez olmak üzere devlet hastanesine başvurarak kanında uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunup bulunmadığının tespiti hususunda yükümlü kılınmasına karar verilmiş ve karar 10.09.2013 tarihinde kesinleştirilmiştir.
D. Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin 5 yıllık denetim süresi içinde 19.12.2014 tarihinde işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçu nedeniyle sanık hakkında Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 12.05.2015 tarihli ve 2015/46 Esas, 2015/135 Karar sayılı ilamıyla mahkûmiyet kararı verilerek hükmün açıklanması yönünden değerlendirilme yapılmak üzere ihbarda bulunulması üzerine ihbar üzerine Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.03.2016 tarihli ve 2016/61 Esas, 2016/167 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası,62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Yargıtayın denetim işlevini yerine getirebilmesi için temyiz incelemesine konu hükmün gerekçe bölümünde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü ve 230 uncu maddeleri uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması, hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bunun nitelendirmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan yalnızca sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına uymamasına dair hususlar anlatılmak suretiyle gerekçesiz olarak hüküm kurulması, 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında Kanuna muhalefet hâli olarak saptanmıştır.
III. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.03.2016 tarihli ve 2016/61 Esas, 2016/167 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden diğer yönlerden incelenmeksizin hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.04.2023 tarihinde karar verildi.