YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/19091
KARAR NO : 2023/2439
KARAR TARİHİ : 21.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.04.2016 tarihli ve 2016/242 Esas, 2016/320 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması gerekir.
Sanığın yokluğunda verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin gerekçeli kararın, sanığın 26.12.2012 tarihli celsede ikamet adresi olarak bildirdiği “…. cad no 40 daire 5 Kasımpaşa / İSTANBUL” adresi yerine, doğrudan MERNİS adresi olan “…. Mah. …. Sk. No:2 İç Kapı No:1 Beyoğlu/ İSTANBUL” adresinde 7201 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu anlaşıldığından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin karar tebliğinin usulsüz olduğu, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak mahkemenin daha sonra yapmış olduğu işlemlerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı ve yok hükmünde olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz dilekçesinin 14.05.2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin karara yönelik itiraz dilekçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmakla, dava dosyasının, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.03.2023 tarihinde karar verildi.