Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/17973 E. 2023/1529 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17973
KARAR NO : 2023/1529
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Sanık hakkında, Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan 2015/2520 nolu soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.

2. Sanık hakkında, Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan 2015/11920 nolu soruşturmada, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilerek kararın bir örneğinin 2015/2520 nolu soruşturma dosyasına ihbaren gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 14.10.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci ve onuncu fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

4. Osmaniye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.12.2015 tarihli ve 2015/590 Esas, 2015/717 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi ve 54 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna ve müsadereye hükmedilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ve 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanma şartları araştırılıp tartışılmadan karar verilmesi nedenleriyle hükmün bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz sebebi, delillerin eksik incelendiğine, kararın usul ve yasaya aykıra olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Olay tarihinde şüphe üzerine sanığın yanına gidildiğinde şırınga ile eroin maddesi kullanırken görüldüğü, sanığın idrarın da “kannabinoid esrar, kokain, opiyat morfin eroin” maddesine rastlanıldığı gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Suç tarihi itibarıyla sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin uygulanma koşulu bulunmadığı belirlenmekle, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.

A) 30.03.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa, Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, 03.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat metninin ‘… almak suretiyle tebellüğ ettim’ şeklinde olduğu, kararın başka bir suçtan hükümlü bulunan sanığa cezaevinde tebliğ edilmesinde, 5271 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ‘ilgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar kendisine okunup anlatılır’ düzenlemesi karşısında, kararın sanığa okunup anlatılmadığı, bu nedenle tebligatın 5271 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yöntemince yapılmadığı, bu husus gözetilmeksizin yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı ancak UYAP’tan yapılan incelemede; sanığın 10.07.2014 tarihli eylemi nedeniyle 22.10.2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, sanığın yükümlülüklerine uymaması üzerine 13.03.2015 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, Osmaniye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.05.205 tarihli ve 2015/181 Esas, 2015/345 Karar sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine karar verildiği ve kararın Dairemizin 2019/4205 Esas, 2020/505 Karar sayılı kararı ile onandığı anlaşılmakla;

Sanık hakkında birden fazla kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceği, erteleme kararının kesinleşmesinden önceki tüm eylemlerin tek bir suç olarak kabulü gerektiği dikkate alındığında, eylemlerin 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında ihlal ya da tek ya da müstakil suçlar olup olmadığının ya da aynı Kanun’un 43 üncü maddesinde yer alan zincirleme suçu oluşturup oluşturmadıklarının tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, Osmaniye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/181 Esas, 2015/345 Karar sayılı dosyasının getirtilerek bu dosya içine konulması ve delillerin tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,

B) Hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Osmaniye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.12.2015 tarihli ve 2015/590 Esas, 2015/717 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.02.2023 tarihinde karar verildi.