Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/17552 E. 2023/42 K. 09.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17552
KARAR NO : 2023/42
KARAR TARİHİ : 09.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.02.2014 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. İnegöl 3. Sulh Ceza Mahkemesinin, 03.06.2014 tarihli ve 2014/91 Esas, 2014/282 Karar sayılı kararı ile sanığın elinde bulunan uyuşturucu maddeyi yere atması ve idrar tahlili ile uyuşturucu madde kullandığının tespiti ile hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uygulanarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
3. İnegöl 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.01.2016 tarihli ve 2015/426 Esas, 2016/30 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık tarafından 22.01.2016 tarihli dilekçe ile hüküm temyiz edilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde polis memurlarının devriye görevinde durumundan şüphelenilen sanığın yanına yaklaşıldığında iki adet çizgili beyaz renkli kağıdı yere attığı, atılan kağıtların incelenmesinde 4 gram uyuşturucu madde olduğunun görüldüğü, alınan ekspertiz raporuna göre bu madde içeriğinde uyuşturucu madde bulunduğunun belirlendiği, sanığın ikrarı, suça konu maddenin elde ediliş biçimi ve niteliği dikkate alındığında eyleminin sübuta erdiği, hakkında atılı suçtan 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, hükmün 04.07.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine infaza verildiği ancak denetimli serbestlik tedbirini ihlal etmesi nedeni ile evrakın iade edildiği, sanığın denetime uymamak hususundaki mazereti bulunmadığı, bu kapsamda denetime uymadığı dikkate alınarak hakkında kovuşturma şartı açısından değerlendirme yapıldığında iş bu dosyadaki suç tarihi itibari ile infazı devam eden bir tedavi ve denetimli serbestlik kararının bulunmadığı belirlenerek 10 ay hapis cezasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191 inci maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının d bendinde yer alan “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrası d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7 inci maddesi ile CMK’nın 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun, “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, nedenleri ile hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İnegöl 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20/01/2016 tarihli ve 2015/426 Esas, 2016/30 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.01.2023 tarihinde karar verildi.