YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17521
KARAR NO : 2023/43
KARAR TARİHİ : 09.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1- Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.08.2014 tarihli kararı ile sanık hakkında 5 yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiştir.
2- Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymaması ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
3- Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2015 tarihli ve 2015/376 Esas, 2015/660 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık tarafından 26.11.2015 tarihli dilekçe ile hüküm temyiz edilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde polislerin devriye görevinde sanığın sigaraya benzer bir şey içtiği görülerek yanına intikal edildiğinde sanığın içmiş olduğu maddenin tütünle karışık ucu yanık esrar olduğu görüldüğü, alınan ekspertiz raporuna göre ele geçirilen maddenin uyuşturucu madde içerdiğinin belirlendiği;
Sanık hakkında, ilk olarak 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191 inci maddesinin 2 ve 3 üncü fıkraları uyarınca 15.08.2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verildiği, kararın infaz için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, sanığın denetim yükümlülüklerine uymaması ile 28.05.2015 tarihinde iddianame düzenlenerek kamu davasının açıldığı, Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/11/2015 tarihli kararı ile sanık hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
1-Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 2 ve 3 üncü fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, 15.08.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklere uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223 üncü maddesi 8 inci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
2-Suç tarihi olan 25.06.2014 tarihi itibariyle yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191 inci maddesi 1 inci fıkrasında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, daha sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği, TCK’nın 7 inci maddesi 2 nci fıkarsı uyarınca suç tarihi itibarıyla sanığın
lehine olan kanun maddesinin uygulanması suretiyle ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibarıyla sanık aleyhine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191 inci maddesinin 1 inci fıkrası gereğince temel cezanın 2 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
3-Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191 inci maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle 5271 sayılı CMK’nın başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının d bendinde yer alan “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrası d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7 inci maddesi ile CMK’nın 251inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun, “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, nedenleri ile bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2015 tarihli ve 2015/376 Esas, 2015/660 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09/01/2023 tarihinde karar verildi.