Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/14809 E. 2021/10894 K. 28.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/14809
KARAR NO : 2021/10894
KARAR TARİHİ : 28.10.2021

Mahkeme : ERZURUM Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1) Mahkumiyet: Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/03/2019 tarih, 2018/381 esas ve 2019/111 sayılı kararı
2) İstinaf başvurusunun esastan reddi:Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 20/02/2020 tarih,
2020/137 esas ve 2020/395 sayılı kararı

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanıklar müdafileri ile sanıklar … ve … tarafından temyiz edilmekle temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanıklar …, …, … ve … müdafilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin taleplerinin hükmedilen cezanın süresi dikkate alınarak; sanıklar … ve … müdafilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin taleplerinin ise 696 sayılı KHK ile 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
A- Sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde:
CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanıklar müdafileri ile sanıklar … ve …’nın dilekçelerindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanıkların sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklikler gözetilerek bu maddenin uygulanması açısından sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ile sanıklar … ve …’nın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olup Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 20/02/2020 tarih, 2020/137 esas ve 2020/395 karar sayılı kararı hukuka aykırı bulunduğundan CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 303. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,
İlk derece mahkemesi hükmünün;
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerlerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararından ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerden sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükmüne yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN DÜZELTİLEREK ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkındaki salıverilme taleplerinin reddine,
B- Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın 27/07/2018 tarihinde tanık Kazım’a, 11/08/2018 tarihinde Sami’ye ve 14/09/2018 tarihinde Ersin’e metamfetamin satma eylemleri sabit ise de, tanıkların beyanları, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre, 15/07/2018 tarihinde sanık …’te, 27/07/2018 tarihinde ise tanık Mesut’ta ele geçen eroin ihtiva eden maddelerin sanık tarafından satıldığına dair, mahkûmiyetine yetecek kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 188/4. maddesinin uygulanması ve sanığın sabit olan eylemleri nazara alınarak TCK’nın 43. maddesinin uygulanması yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklikler gözetilerek bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olup Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 20/02/2020 tarih, 2020/137 esas ve 2020/395 karar sayılı kararı hukuka aykırı bulunduğundan CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA,
C- Sanık … hakkında hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
1- Sanığın, tanık Mümtaz’a 24/08/2018 tarihinde 7 adet, 31/08/2018 tarihinde ise 10 adet ‘METHADON’ etken maddesi içeren tablet sattığı iddia edilen olayda; suça konu tabletlerin TCK’nın 188/3. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı maddelerden olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumundan rapor aldırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklikler gözetilerek bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olup Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 20/02/2020 tarih, 2020/137 esas ve 2020/395 karar sayılı kararı hukuka aykırı bulunduğundan CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, bozma nedenine ve tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile CMK’nın 304/2. maddesine eklenen (a) bendi uyarınca dosyanın Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 28/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.