Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/14384 E. 2021/13122 K. 07.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/14384
KARAR NO : 2021/13122
KARAR TARİHİ : 07.12.2021

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : İZMİR Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanıklar müdafileri ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
Hükmün temyiz edilmesinden sonra, sanığın gönderdiği 21.09.2020 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden vazgeçtiği anlaşıldığından, temyizden vazgeçme nedeniyle hükmün İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2) Sanıklar …, … ve … hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde:
Sanık … müdafii süresinde duruşma talebinde bulunmuş ise de; dosya kapsamı dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanık hakkındaki inceleme takdiren duruşmasız olarak yapılmıştır.
CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanıklar müdafileri ve sanık …’nin dilekçelerinde belirttikleri temyiz sebeplerinin hükümlerin hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan ilk derece mahkemesince kurulan hükümlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi kararının hukuka uygun olması nedeniyle sanıklar müdafileri ve
sanık …’nin yerinde görülmeyen temyiz isteklerinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanıklar … ….ve İsmail hakkındaki tahliye taleplerinin reddine,
3) Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
Olay tarihinde … isimli teknede uyuşturucu madde ele geçirildiği, yapılan yargılama neticesinde uyuşturucu madde ithal etme suçunun sanıklar …,… … ve …tarafından gerçekleştiğinin saptandığı anlaşılmışsa da, sanık …’ın suça konu uyuşturucu maddenin ithaline, teminine, yüklenmesine veya taşınmasına katıldığına ya da uyuşturucu maddeye ortak olduğuna ilişkin kesin somut delil olmamakla birlikte, olay tarihinde sanık … ile…’da bir otelde kaldıkları, …ın kimlik bilgilerini gizleyerek sanık … adıyla otelde konaklama yaptığı, uyuşturucu maddelerin bir kısmının sanık …’ye teslimatının yapıldığı Kargı Koyu’na sanık … ile birlikte gittiği, … ve Statü Plus isimli teknelerde saat 01:30 sıralarında arama yapıldığı, Statü Plus isimli teknede ele geçirilen ve olay sırasında sanık … ile sanık … arasındaki haberleşmede kullanılan Blackberry marka cep telefonunun bir eşinin de sanıklar Hivzi ve Sunay’ın içinde bulunduğu araçta ele geçirildiği, iki telefon yan yana getirilince özel bir programla bilgilerin kendilerini silmeye başladığı, sanıklar Hivzi ve Sunay’ın teknede arama yapıldığı saatlerde Datça’dan çıkış yaptıkları ve İzmir-Aydın otoyolunda yakalandıkları, dolayısıyla toplanan deliller ve dosya içeriğine göre, sanığın, “uyuşturucu madde ithal etme” suçuna katılmaksızın ithal edilen uyuşturucu maddelerin teslimi aşamasında devamlı sanık … ile bir arada bulunmak suretiyle Hivzi ile birlikte hareket ederek suçun icrasını kolaylaştırdığı anlaşılmakla, sabit olan fiilinin uyuşturucu maddenin ithalinden sonra diğer sanık …’nin eylemine yardım etme niteliğinde olduğu ve hakkında TCK’nın 188/3. ve 39/c maddelerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden uyuşturucu madde ithal etme suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın TAHLİYESİNE,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmesine,
07.12.2021 tarihinde sanık … hakkında Üye …’in değişik gerekçesi ve oy birliğiyle karar verildi.
Dosya kapsamından, sanık …’in daha önceden tanıdığı diğer sanık … ile Datça’ya geldiği, onunla aynı otelde kaldığı ve aynı araçta yakalandığı anlaşılmakla birlikte, bahse konu araçta uyuşturucu madde bulunmadığı gibi sanığın ithal edilen uyuşturucu maddelerle herhangi bir ilgisi belirlenememiştir. Ayrıca, sanığın Hivzi ile kaldıkları otele kayıt işlemleri sırasında kendi adı yerine diğer sanık …’in adını beyan ettiği belirtilmiş ise de; sanık … mahkemedeki ifadesinde, daha önceden İsmail ile kalmış oldukları otele bu kez sanık … ile gittiklerinde, kendisinin kayıt işlemleri yapılırken İsmail’in kaydı da çıkınca oteldeki görevlinin sanık …’ın kimliğine gerek olmadığını söylediğini beyan etmiştir. Dolayısıyla sanık … aleyhine değerlendirilen bu husus sabit olmamakla birlikte, bir an için Sunay’ın otel kaydı sırasında kimliğine ilişkin yalan beyanda bulunduğu kabul edilse de, bu durum sanığın uyuşturucu madde ithal etme suçunun işlenmesine yardım ettiğinin kabulü için yeterli değildir. Belirtilen bilgilerin haricinde, dosyada, sanığın TCK’nın 39/2. fıkrasında belirtilen seçimlik fiillerden herhangi birini gerçekleştirdiğini somut olarak ortaya koyan herhangi bir tespit yer almamaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde; sanık …’ın, savunmasının aksine, diğer sanıkların işlediği uyuşturucu madde ithal etme suçuna yardım eden sıfatıyla iştirak ettiğine dair, cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle, sanığın beraatına karar verilmesi gerektiği kanaatini taşımaktayım. Bu itibarla; sanık … hakkındaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi’nin 23.01.2020 tarih ve E:2019/992-K:2020/237 sayılı hükmünün, “sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, bölge adliye mahkemesi hükmünün “sanık hakkında TCK’nın 188/3 ve 39. maddelerinin uygulanması gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne değişik gerekçeyle iştirak etmiyorum.07.12.2021.