Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/13795 E. 2020/9504 K. 23.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/13795
KARAR NO : 2020/9504
KARAR TARİHİ : 23.12.2020

Adalet Bakanlığı’nın 15/06/2020 tarih ve 94660652-105-01-5848- 2020 Kyb sayılı yazısı ile, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık … hakkındaki Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2012 tarihli ve 2010/203 esas, 2012/15 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30/06/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Sanık … hakkında, 16/01/2010 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 07/05/2010 tarihli, 2010/9488 (34) soruşturma, 2010/11462 esas ve 2010/557 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 53 ve 54. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Adana 1.Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Kanun yararına bozma istemine konu Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli, 2010/203 esas ve 2012/15 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3. maddesi uyarınca 6 yıl hapis ve 3.600,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilen kararın, sanığın daha sonra temyizden feragat etmesi üzerine, Dairemizin 20/06/2012 tarihli ve 2012/8896 esas, 2012/12636 sayılı kararı ile temyizden vazgeçme nedeniyle hükmün incelenmesine yer olmadığına karar verilerek 20/06/2012 tarihinde kesinleştiği,
3- Sanık … hakkında, 24/01/2010 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2010 tarihli, 2010/4978 soruşturma, 2010/2396 esas ve 2010/120 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 53 ve 54. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11/10/2011 tarihli ve 2011/252 esas, 2011/330 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 10.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 22/11/2017 tarihli ve 2017/5241 esas, 2017/6352 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilerek 22/11/2017 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamede;
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 52/2. maddeleri gereğince 6 yıl hapis ve 3.600,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli ve 2010/203 esas, 2012/15 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın işlemiş olduğu aynı neviden bir başka suçundan dolayı Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet kararının Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 22/11/2017 tarihli ve 2017/5241 esas, 2017/6352 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiş
bulunması karşısında, kanun yararına bozma incelemesine konu edilmesine kanunî imkan bulunmamakla birlikte, anılan Yargıtay ilamına karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi kapsamındaki itiraz hususunun merciince değerlendirilmesi gerektiği düşünülerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 24/01/2010 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapmak eylemi nedeni ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2010 tarihli ve 2010/2396 esas sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11/10/2011 tarihli ve 2011/252 esas, 2011/330 sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği, yine aynı sanık hakkında 16/01/2010 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapmak eylemi nedeniyle ise Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 07/05/2010 tarihli ve 2010/11462 esas sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2012 tarihli ve 2010/203 esas, 2012/15 sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de; sanığın her iki eyleminin de ilk hukukî kesintiyi oluşturan Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/252 esas sayılı dosya kapsamında yer alan iddianamenin düzenlendiği 28/01/2010 tarihinden önce olması karşısında, birleştirme kararı verilerek, tek bir uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan mahkumiyet kararı verilip zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle cezanın takdir ve tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2012 tarihli ve 2010/203 esas, 2012/15 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanığın, 16/01/2010 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eylemi nedeniyle 07/05/2010 tarihli iddianame ile Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesine, sanığın 24/01/2010 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eylemi nedeniyle ise 28/01/2010 tarihli iddianame ile Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesine ayrı ayrı kamu davaları açıldığı, sanığın ilk eylemi nedeniyle henüz dava açılmadan önce, 24/01/2010 tarihinde sanığın tekrar uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği anlaşılmaktadır. İki suç arasında hukuksal kesinti bulunmamaktadır. Sanık her iki suçu, bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlemiştir. Başka bir anlatımla zincirleme suç oluşmuştur. Zincirleme suç söz konusu olduğunda, TCK’nın 43. maddesi uyarınca, daha ağır sonuç doğuran suçtan hüküm kurulması ve diğer suç nedeniyle ise cezanın artırılması gerekir.
Somut olayda, zincirleme suç oluşturan aynı nitelikteki iki suç nedeniyle farklı mahkemelere iki ayrı dava açılması üzerine, Adana 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli, 2010/203 esas ve 2012/15 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3. maddesi uyarınca 6 yıl hapis ve 3.600,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, Adana 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2011 tarihli ve 2011/252 esas, 2011/330 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 62.maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 10.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek , ayrı ayrı mahkûmiyet hükmü kurulması kanuna aykırıdır.
Açıklanan nedenlere göre;
Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2011 tarihli ve 2011/252 esas, 2011/330 sayılı kararının Yargıtay temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğu, bu nedenle kanun yararına bozma incelemesine konu edilmesine kanuni imkan bulunmadığı; Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli, 2010/203 esas ve 2012/15 sayılı kararının ise temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemine konu edilebileceğinden;
Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında 16/01/2010 ve 24/01/2010 tarihlerinde iki kez ” uyuşturucu madde ticareti yapma ” suçunu işlediği ve bunların “zincirleme suç oluşturduğu” anlaşıldığından, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet kararı verilip zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup, suçların “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin ve buna bağlı olarak belirtilen suçların zincirleme suç oluşturup oluşturmadığının tartışılarak belirlenmesi, zincirleme suç oluşturduğunun saptanması durumunda, bunlardan en ağır sonuç doğuran suç esas alınarak tayin edilecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılmasına ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde” zorunluluk bulunması nedeniyle, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar :
Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında 16/01/2010 ve 24/01/2010 tarihlerinde iki kez ” uyuşturucu madde ticareti yapma ” suçunu işlediği ve bunların “zincirleme suç oluşturduğu” anlaşıldığından, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet kararı verilip zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/10/2011 tarihli ve 2011/252 esas, 2011/330 sayılı kararının Yargıtay temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğu, bu nedenle kanun yararına bozma incelemesine konu edilmesine kanuni imkan bulunmadığı anlaşıldığından, suçların “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin ve buna bağlı olarak belirtilen suçların zincirleme suç oluşturup oluşturmadığının tartışılarak belirlenmesi, zincirleme suç oluşturduğunun saptanması durumunda, bunlardan en ağır sonuç doğuran suç esas alınarak tayin edilecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılmasına ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde” zorunluluk bulunması, nedeniyle, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Adana 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2012 tarihli ve 2010/203 esas, 2012/15 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309.maddesinin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.