Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/13663 E. 2020/8738 K. 09.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/13663
KARAR NO : 2020/8738
KARAR TARİHİ : 09.12.2020

Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihli ve 2019/69 esas, 2019/18 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/06/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli … hakkında, 17/11/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 02/01/2019 tarihli ve 2018/150411 soruşturma, 2019/23 sayılı karar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, bu süre içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanun’un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, başvuru süresi ve merciinin gösterilmediği, kararın şüpheliye 17/01/2019 tarihinde tebliğ edilerek infazı için 25/02/2019 tarihinde İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 12/03/2019 tarihli ve 2019/1581 DS sayılı çağrı yazısının 25/03/2019 tarihinde şüpheliye bizzat tebliğ edildiği, şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 03/04/2019 tarihinde Yükümlü Ön Bilgilendirme Formu tebliğ edilerek aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, hastanede 6 oturumluk bağımlılık programına alındığı, Buca Devlet Hastanesinin 09/08/2019 tarihli yazısında; uyuşturucu madde kullanımına devam etmesi nedeniyle tedavi programına uyumsuz olduğunun bildirilmesi üzerine İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 26/08/2019 tarihli kararı ile dosyanın kapatılarak 09/09/2019 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-Denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında şüphelinin yeniden 28/05/2019 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalandığı,
4-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak, 17/11/2018 ve 28/05/2019 tarihli eylemlere ilişkin her iki soruşturma evrakının birleştirildiği ve 09/09/2019 tarihli, 2018/150411 soruşturma, 2019/32933 esas ve 2019/25367 sayılı iddianame ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-b maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 51.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
5-İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 13/09/2019 tarihli ve 2019/69 esas, 2019/18 sayılı kararı ile; tensiple birlikte “etkin pişmanlık gösteren sanık hakkında TCK’nın 192/2 maddesi gereğince cezaya hükmolunmasına yer olmadığına, sanığın, erteleme süresi içerisinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak fiili ile ilgili olarak etkin pişmanlık hükümleri uygulandığından ilk fiili ile ilgili olarak denetim süresinin devam ettirilmesi bakımından kararın kesinleşmesi beklenmeden iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet Savcısına gönderilmesine,” karar verildiği, kararın 31/10/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/01/2019 tarihli ve 2018/150411 soruşturma, 2019/23 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin erteleme süresi içerisinde atılı suçu yeniden işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, etkin pişmanlık gösteren sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 192/2. maddesi gereğince cezaya hükmolunmasına yer olmadığına, ilk fiil ile ilgili olarak denetim süresinin devam ettirilmesi bakımından kararın kesinleşmesi beklenmeden iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet Savcısına gönderilmesine dair İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihli ve 2019/69 esas, 2019/18 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre,
Sanık hakkında, 17/11/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 02/01/2019 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, verilen kararın 17/01/2019 tarihinde ceza infaz kurumunda bulunan sanığa bizzat tebliğ edildiği,
Sanğın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesine uyarak 03/04/2019 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği,
Ancak sanığın erteleme süresi zarfında 28/05/2019 tarihinde tekrar uyuşturucu madde bulundurduğu iddiası nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/77779 numaralı dosyası üzerinden soruşturma başlatılması üzerine erteleme süresi içerisinde sanığın kullanmak için yeniden uyuşturucu madde bulundurduğundan bahisle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı,
Ancak yapılan yargılama sonucunda İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihli kararında “..Tüm bu tespitler ışığında suç konusu olaya bakıldığında sanık üzerinde arama yapılmasını gerektirebilecek ölçüde yasal alt yapı ve makul şüphe bulunmadığı ve yoklama şeklindeki kontrolle suç konusu uyuşturucu maddenin bulunamayacağı bir aşamada kolluk görevlilerinin sorması üzerine sanığın pantolonunun sol cebindeki uyuşturucu maddeyi kolluk görevlilerine teslim etmesinden ibaret eylem için etkip pişmanlık gösteren sanık hakkında TCK’nın 192/2 maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği ” şeklindeki gerekçe ile ihlal konusu eylem ile ilgili sanığın etkin pişmanlık gösterdiğinden bahisle cezaya hükmolunmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmış ise de,Benzer bir konuya ilişkin olarak Dairemizin 09/12/2019 tarihli ve 2019/2360 esas, 2019/7718 karar sayılı ve Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ilâmları ile benzer diğer ilamlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen ve itiraza tabi olan “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, kesin nitelikte verilmesi veya itiraza tabi olarak verilmesine rağmen şüpheliye çıkartılan tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmesine rağmen tebliğden itibaren kanuni itiraz süresinin dolması beklenmeksizin verilen denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin infazına başlanmış olması durumlarında, şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına yönelik itiraz hakkının bulunduğu, dolayısıyla bahse konu karar kendisine hiç tebliğ edilemeyen yahut usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen şüpheli hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, anılan kararın infazına başlanmış olmasının hatta tedbirin infazının tamamlanmasının bir önem arz etmediği, somut olayda sanığa bizzat tebliğ edilen ancak itiraz hakkı olduğu bildirilmeden kesin olarak verilen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02/01/2019 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararının infazına başlanamayacağı gibi,
Ayrıca, sanığın erteleme süresi içerisinde işlediği ihlale konu eylem incelendiğinde;
Sanığın 28/05/2019 tarihinde görevlilerce kimlik kontrolü yapıldıktan sonra tedirgin hareketlerine devam etmesi nedeniyle görevli memurlarca üzerinde suç unsuru olup olmadığının sorulması üzerine, üzerinde bulunan 1 adet kırmızı renkli üçgen şeklindeki uyarıcı madde olduğu düşünülen maddeyi görevlilere teslim ettiği, akabinde polis merkezinde yapılan üst aramasında ise bel kemeri ve pantolonu arasına gizlenmiş tahmini bir içimlik uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, sanığın rızası ile ele geçirilen kırmızı renkli tabletin uyuşturucu ve uyarıcı madde içermediği ancak polis merkesinde üst aramasında ele geçirilen suça konu maddenin “metamfetamin” içerir uyuşturucu madde olduğunun anlaşıldığı olayda, sanığın kendi rızasıyla verdiği maddenin uyuşturucu madde olmaması nedeniyle bu eyleminin suç olarak değerlendirilemeyeceği, sanığın polis merkezinde üst aramasında üzerinde ele geçirilen ve kendi rızasıyla vermediği suça konu uyuşturucunun ise miktarı ve bulunduğu yer itibariyle kaba üst yoklaması ile bulunamayacağı gibi Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu’nun 4/a maddesindeki kaba üst araması sınırlarını aşacak şekilde yapılan aramada “olay yeri ve tarihini kapsayacak nitelikte önleme araması kararı” veya 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde alınmış “adli arama kararı” ve “yazılı adli arama emri” bulunmadığının anlaşılması karşısında, hukuka aykırı olarak yapılan üst araması sonucunda elde edilen bu delilin hükme esas alınamayacağı ve Mahkemesince, sanığın, hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra erteleme süresi içerisinde 28/05/2019 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde kullanma eylemi sabit kabul edilmeyip, ihlal nedeni sayılmaması gerektiği,
Bu haliyle, 5721 sayılı Kanun’un 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.”ve yine aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” yer alan düzenleme gereğince, mahkemesince durma kararı verilerek, geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihli ve 2019/69 esas, 2019/18 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C)Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli … hakkında 17/11/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02/01/2019 tarihli ve 2018/150411 soruşturma, 2019/23 sayılı kararı ile beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde atılı suçu 28/05/2019 tarihinde yeniden işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonunda, İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihli ve 2019/69 esas, 2019/18 sayılı kararı ile; etkin pişmanlık gösteren sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 192/2. maddesi gereğince cezaya hükmolunmasına yer olmadığına, ilk fiil ile ilgili olarak denetim süresinin devam ettirilmesi bakımından kararın kesinleşmesi beklenmeden iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet Savcısına gönderilmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre,
Sanık hakkında, 17/11/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 02/01/2019 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, verilen kararın 17/01/2019 tarihinde ceza infaz kurumunda bulunan sanığa bizzat tebliğ edildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesine uyarak 03/04/2019 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurduğu ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği, sanığın erteleme süresi içerisinde 28/05/2019 tarihinde tekrar uyuşturucu madde bulundurduğu iddiası nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/77779 numaralı dosyası üzerinden soruşturma başlatılması üzerine erteleme süresi içerisinde sanığın kullanmak için yeniden uyuşturucu madde bulundurduğundan bahisle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-b maddesi uyarınca kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihli kararında “..Tüm bu tespitler ışığında suç konusu olaya bakıldığında sanık üzerinde arama yapılmasını gerektirebilecek ölçüde yasal alt yapı ve makul şüphe bulunmadığı ve yoklama şeklindeki kontrolle suç konusu uyuşturucu maddenin bulunamayacağı bir aşamada kolluk görevlilerinin sorması üzerine sanığın pantolonunun sol cebindeki uyuşturucu maddeyi kolluk görevlilerine teslim etmesinden ibaret eylem için etkip pişmanlık gösteren sanık hakkında TCK’nın 192/2 maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği” şeklindeki gerekçe ile ihlal konusu eylem ile ilgili sanığın etkin pişmanlık gösterdiğinden bahisle cezaya hükmolunmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmış ise de,
Şüpheli hakkında verilen ve itiraza tabi olan “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, kesin nitelikte verilmesi veya itiraza tabi olarak verilmesine rağmen şüpheliye çıkartılan tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmesine rağmen tebliğden itibaren kanuni itiraz süresinin dolması beklenmeksizin verilen denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin infazına başlanmış olması durumlarında, şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına yönelik itiraz hakkının bulunduğu, dolayısıyla bahse konu karar kendisine hiç tebliğ edilemeyen yahut usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen şüpheli hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda sanığa bizzat tebliğ edilen ancak itiraz hakkı olduğu bildirilmeden kesin olarak verilen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 02/01/2019 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararının infazına başlanamayacağı, şüpheliye itiraz hakkı tanınmadan verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararıyla beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, dolayısıyla 28/05/2019 tarihli suçun erteleme süresi içerisinde işlendiğinden de sözedilemeyeceği gibi;
Sanığın 28/05/2019 tarihinde görevlilerce kimlik kontrolü yapıldıktan sonra tedirgin hareketlerine devam etmesi nedeniyle görevli memurlarca üzerinde suç unsuru olup olmadığının sorulması üzerine, üzerinde bulunan 1 adet kırmızı renkli üçgen şeklindeki uyarıcı madde olduğu düşünülen maddeyi görevlilere teslim ettiği, daha sonra polis merkezinde yapılan üst aramasında ise bel kemeri ve pantolonu arasına gizlenmiş bir içimlik uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, sanığın rızası ile ele geçirilen kırmızı renkli tabletin uyuşturucu ve uyarıcı madde içermediği ancak polis merkesinde üst aramasında ele geçirilen suça konu maddenin “metamfetamin” içerir uyuşturucu madde olduğunun belirlendiği olayda; sanığın kendi rızasıyla verdiği maddenin uyuşturucu madde olmaması nedeniyle bu eyleminin suç olarak değerlendirilemeyeceği, sanığın polis merkezinde üst aramasında üzerinde ele geçirilen ve kendi rızasıyla vermediği suça konu uyuşturucunun ise miktarı ve bulunduğu yer itibariyle kaba üst yoklaması ile bulunamayacağı gibi Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu’nun 4/a maddesindeki kaba üst araması sınırlarını aşacak şekilde yapılan aramada “olay yeri ve tarihini kapsayacak nitelikte önleme araması kararı” veya 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde alınmış “adli arama kararı” ve “yazılı adli arama emri” bulunmadığının anlaşılması karşısında, hukuka aykırı olarak yapılan üst araması sonucunda elde edilen bu delilin hükme esas alınamayacağı ve Mahkemesince, sanığın, hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra erteleme süresi içerisinde 28/05/2019 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde kullanma eylemi sabit kabul edilmeyip, ihlal nedeni sayılmaması gerektiği,
Ancak bu durumda; 5721 sayılı CMK’nın 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.”ve yine aynı maddenin 8. fıkrasında “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” yer alan düzenleme gereğince, mahkemesince durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemesince durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği anlaşıldığından, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden,
İzmir 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihli ve 2019/69 esas, 2019/18 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine,
09/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.