Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/11053 E. 2022/10673 K. 25.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/11053
KARAR NO : 2022/10673
KARAR TARİHİ : 25.10.2022

Mahkeme : İZMİR 8. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanık hakkında 15/09/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 18/11/2013 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/10/2014 tarihli ve 2014/31 esas, 2014/72 sayılı kararıyla TCK’nın 191/1. ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 17/11/2014 tarihinde kesinleştiği,
Daha sonra, sanık hakkında, temyize konu olan 09/12/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca, 22/01/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği, kararın sanığa 23/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği,
Denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin infazı aşamasında, sanığın 24/01/2015 ve 07/05/2015 tarihlerinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurması üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırıldığı ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına verildiği görülmekle,
Yargılama konusu olan 09/12/2014 tarihli suçun, daha önce İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesince 6545 sayılı Kanun kapsamında verilmiş olan 15/10/2014 tarihli ve 2014/31 esas, 2014/72 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olup olmadığının tespit edilerek TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca kovuşturma şartı bulunup
bulunmadığı belirlendikten sonra, önceki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiğinin tespit edilmesi halinde ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılmasına yasal engel bulunacağından;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olan önceki davanın akıbetinin araştırılarak hükmün açıklanıp açıklanmadığının tespit edilmesi, henüz hüküm açıklanmamışsa birleştirme talepli ihbarda bulunarak davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra bu suça ilişkin davanın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olan önceki dava ile birleştirilmesine karar verilmesi; açıklanması geri bırakılan hüküm daha önce başka bir nedenle açıklanmışsa artık birleştirme imkanı kalmadığından, 6545 sayılı Kanun kapsamında verilmiş olan önceki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olan bu suç bakımından TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca düşme kararı verilerek 24/01/2015 ve 07/05/2015 tarihli eylemler yönünden gereğinin takdiri için Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verilmesi,
2)Kabule göre de;
a)Adli sicil kaydına göre mükerrir olduğu anlaşılan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
b)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 25/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.