Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/1054 E. 2020/2876 K. 06.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1054
KARAR NO : 2020/2876
KARAR TARİHİ : 06.07.2020

Adalet Bakanlığının, 17/03/2020 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık …’ın beraatine dair İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2019 tarihli ve 2019/77 esas, 2019/133 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/03/2020 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 21/07/2018 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 04/10/2018 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, 1 yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, bu kararın 20/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak itiraz hakkının gösterilmediği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 06/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın 15/11/2018 tarihinde kuruma müracaat edip tedbirin infazına başladığı, ancak erteleme süresi zarfında 28/05/2019 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2019 tarihli ve 2019/77 esas, 2019/133 sayılı kararıyla “… denetim süresi içerisinde meydana gelen 28/05/2019 tarihli suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı…” gerekçesiyle, “sanığın beraatine” ve “sanığa ait henüz ihlal edilmeyen denetimli serbestlik dosyasının gereğinin takdir ve ifası amacıyla İzmir C. Başsavcılığına iadesine” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, “Şüpheli hakkında, 21/07/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 04/10/2018 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması” halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği, verilen kararın 20/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği,
Şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesine uyarak 15/11/2018 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği,
Ancak sanığın erteleme süresi zarfında 28/05/2019 tarihinde tekrar uyuşturucu madde bulundurduğu iddiası nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/63448 numaralı dosyası üzerinden soruşturma başlatılması üzerine erteleme süresi içerisinde sanığın kullanmak için yeniden uyuşturucu madde bulundurduğundan bahisle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı,
Ancak yapılan yargılama sonucunda İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın 28/05/2019 tarihli atılı suçu işlediğine ilişkin mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığından bahisle beraatine karar verildiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında … beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.”, 191/3. maddesinde “Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.” ve 191/4-a maddesinde “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesinde, “Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,…Hallerinde verilir.” biçiminde bir düzenlemeye yer verildiği;
Somut olayda ise, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığın erteleme süresi içinde 28/05/2019 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde kullanma eylemini sabit görmeyen mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilemeyeceği, çünkü dava konusu asıl eylemin erteleme kararına esas alınan 21/07/2018 tarihli eylem olduğu, beraat kararı verilmesi durumunda uyuşturucu madde kullanmak suçuna ilişkin 21/07/2018 tarihli eylemin yaptırımsız kalacağı ve atılı suçtan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, mahkemece erteleme süresi içinde suç işlendiği hususunda yeterli kanaate varılamaması durumunda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatine karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, denetimli serbestlik dosyasının gereğinin takdir ve ifası amacıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine şeklinde, hükümde çelişkiye neden olunarak ve hükmün karıştırılması suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2019 tarihli ve 2019/77 esas, 2019/133 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde, “Kişinin, erteleme süresi zarfında;…Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,… hâlinde, hakkında kamu davası açılır. “,
Aynı maddenin 5. fıkrasında ise “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendleri uyarınca erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddia edilerek, ilk suçtan verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılan ve hakkında dava açılan sanık hakkında her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek erteleme süresi zarfında işlendiği iddia edilen ikinci suça ilişkin mahkûmiyete yeterli delil bulunup bulunmadığı tespit edilip bu ikinci suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğuna kanaat getirilmesi halinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen ilk suça ilişkin olarak yargılama şartı gerçekleşmiş olduğundan yargılamaya devamla ilk suça ilişkin davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerektiği,
Aksi durumda, yani erteleme süresi zarfında işlendiği iddia edilen ikinci suça ilişkin olarak mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde ise, TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde yer alan, erteleme süresi zarfında “tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma veya uyuşturucu madde kullanma” koşulları gerçekleşmemiş olacağından, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen ilk suça ilişkin olarak yargılama şartı bulunmadığı gözetilerek, bu aşamada yargılama şartının gerçekleşmesi beklenmek üzere CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği, anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda olduğu gibi erteleme süresi zarfında işlendiği iddia edilen ikinci suça ilişkin olarak Mahkemece delillerin değerlendirilmesi ve takdir edilmesi sonucunda mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen ve yargılamanın asıl konusunu oluşturan 21/07/2018 tarihli ilk suça ilişkin olarak yargılama şartı bulunmadığı gözetilerek, bu aşamada yargılama şartının gerçekleşmesi beklenmek üzere CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca “durma kararı” verilmesi gerekirken, TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir kovuşturma konusu yapılmasına yasal engel bulunan 28/05/2019 tarihli ikinci suça ilişkin olarak beraat kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu,
Bununla birlikte, esasen Mahkeme tarafından açıkça 28/05/2019 tarihli ikinci suça ilişkin olarak beraat kararı verilmiş olduğundan, bu aşamada yargılamanın asıl konusunu oluşturan 21/07/2018 tarihli ilk suça ilişkin olarak verilmiş bir beraat veya başka bir hüküm de bulunmadığı, ancak hüküm fıkrasında yer alan “sanığa ait henüz ihlal edilmeyen denetimli serbestlik dosyasının gereğinin takdir ve ifası amacıyla İzmir C. Başsavcılığına iadesine” şeklindeki ifadeden anlaşıldığı üzere Mahkemenin iradesinin ilk suça ilişkin olarak “yargılamanın durmasına ve bu suça ilişkin denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına” karar verilmesi olduğu, anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, Mahkemece, erteleme süresi zarfında işlendiği iddia edilen 28/05/2019 tarihli ikinci suça ilişkin olarak mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde yargılamanın asıl konusunu oluşturan 21/07/2018 tarihli ilk suça ilişkin olarak CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca “durma kararı” verilmesi gerekirken, TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir kovuşturma konusu yapılmasına yasal engel bulunan 28/05/2019 tarihli ikinci suça ilişkin olarak beraat kararı verilmesi ve sonra da sanki ilk suça ilişkin olarak durma kararı verilmişcesine çelişkili hüküm kurularak hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde Mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçeyle kabul edilmiştir.
Ayrıca soruşturma aşamasında sanık hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararda ve tebliğ evrakında, sanığa erteleme kararına itiraz hakkı bulunduğu, itiraz süresi ve merciinin gösterilmediği anlaşılmış olup, sanık hakkında Mahkemece durma kararı verildikten sonra tedbirin infazına devam edildiği aşamada sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğunun tebliğ edilmesi mümkün görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; sanığın beraatine dair İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2019 tarihli ve 2019/77 esas, 2019/133 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 06.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.