Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2020/10359 E. 2022/9102 K. 14.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10359
KARAR NO : 2022/9102
KARAR TARİHİ : 14.09.2022

Mahkeme : İZMİR 13. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararında; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, CMK’nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması, hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
2- UYAP sisteminde yapılan kontrolde, sanık hakkında 17/06/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının gerektirdiği yükümlülüklere uymadığından bahisle 16/02/2015 tarihli iddianame ile İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesinde 2015/152 esas sayılı dosyası üzerinden dava açılarak mahkûmiyet kararı verildiği ve kararın 12/06/2015 tarihinde temyiz edilemeden kesinleştiği, incelemeye konu suç yönünden ise 27/02/2015 tarihli iddianamede suç tarihi olarak “17/06/2014” ve “02/10/2014” tarihlerine yer verilerek iddianame içeriğinde 17/06/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının gereklerine uygun davranmadığı ve denetimli serbestlik tedbiri kararına uymayan şüpheli hakkında 2014/59040 sayılı soruşturma dosyasından kamu davasının açıldığı belirtilmek suretiyle “Şüphelinin hakkında erteleme kararı verilmiş olmasına rağmen 02/10/2014 günü tekrar uyuşturucu madde ile yakalandığı ve soruşturmanın 2014/92023 sırasına kaydedildiği, şüphelinin kamu davası açılmasının ertelenmesi karar hükümlerine uymadığı, hakkında verilen denetimli serbestlik tedbiri hükümlerine de uymadığı, şüpheli hakkında daha önce kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı verildiği halde şüphelinin tekrar uyuşturucu madde ile yakalandığı ve erteleme süresi içinde kendisine yüklenilen yükümlülekre ihlal ettiğinden, şüphelinin mahkemenizde yargılanarak yukarıda belirtilen sevk maddelerine göre cezalandırılmasına karar verilmesi ” talebiyle kamu davası açıldığı ve sadece 02/10/2014 tarihli suça dair yürütülen soruşturmaya ilişkin evrakın dosya ve
UYAP sistemine eklendiği, 17/06/2014 tarihli suça dair soruşturma evrakının UYAP sistemine eklenmediği gibi dosya arasında da fotokopi şeklinde bulunduğu, buna rağmen incelemeye konu izmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/209 esas sayılı dosyasında suç tarihinin sadece 17/06/2014 olarak gösterildiği ve sadece “ 6545 Sayılı Yasa’nın 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle İzmir C.Başsavcılığınca dava açılmasının ertelenmesine karar verildiği, tedavi ve denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanması için dosyanın İzmir Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne gönderildiği, sanık hakkında çıkarılan usulüne uygun davetiyeye rağmen sanığın İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmadığı, hazırlık evrakı üzerinde yapılan incelemede ekspertiz raporuna göre sanıkta yakalanan maddenin uyuşturucu madde olduğunun anlaşıldığı ve sanığın bu suretle müsnet suçu” işlediği açıklamasına yer verilerek hüküm fıkrasında “6545 Sayılı Yasa’nın yürürlük tarihi olan 28/06/2014 tarihinden önce gerçekleştirildiği de nazara alınarak” denilmek suretiyle 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca temel cezanın 1 yıl olarak belirlenmesi suretiyle ceza tayinine gidildiği anlaşılmakla,
İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/152 esas sayılı dosyası üzerinden açılan dava dosyasının getirtilerek bu dosya içine konulması; sanık hakkında aynı fiilden dolayı mükerrer dava ya da kesin hüküm olup olmadığının ve incelemeye konu 27/02/2015 tarihli iddianamenin TCK’nın 191/6. maddesi kapsamında doğrudan açılan dava niteliğinde olup olmadığının saptanarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle iddianemeye konu edilen 02/10/2014 tarihli eylemin ihlal niteliğinde eylem ya da eylemlerin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 14/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.