YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9582
KARAR NO : 2022/6963
KARAR TARİHİ : 30.05.2022
Mahkeme : NEVŞEHİR 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç :Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm :Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
1- CMK’nın 150/3. maddesi gereğince “alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibarıyla sanıkların üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayininin gerekmediği, ancak 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, savunmaların alındığı tarihte 6545 sayılı Kanun’un yürürlükte bulunduğu ve CMK’nın 150. maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayinini gerektirdiği gözetilmeden, sanıklar Yaşar, Serkan ve Ümit’in savunmalarının müdafii olmaksızın alınarak savunma hakkının kısıtlanması,
2- CMK’nın 217. maddesine göre duruşmada tartışılmayan delil hükme esas alınamayacağından; sanıkların telefon konuşmalarına ilişkin iletişim tespiti tutanaklarının duruşmada okunup sanıkların beyanlarının alınmadığı anlaşılmakla, iletişim tespit tutanaklarının duruşmada okunup diyeceklerinin sorulması, sanıkların telefon konuşmalarına ilişkin iletişimin tespiti tutanaklarını kabul etmemeleri durumunda, ses örnekleri aldırılarak, ses kayıtlarının sanıklara ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine veya uzman bir kurum ya da kuruluşa ses analizi yaptırılarak rapor alınması, ses kayıtlarının sanıklara ait olduğunun belirlenmesi halinde, telefon konuşmalarının somut olay ve olgularla örtüşüp örtüşmediğinin ayrı ayrı irdelenip değerlendirilerek, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3- 25.06.2015 tarihli hükmün verildiği son oturumda, duruşmaya katılan sanık … ve …’e son söz verildikten sonra, sanık … müdafiine son sözünün sorulması ve ardından hükmün açıklanması suretiyle, CMK’nın 216/3. maddesinde yer alan, “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir.” emredici düzenlemesine aykırı olacak şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık … müdafii ile sanıklar …, … ve …’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 30/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.