Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2019/9223 E. 2020/4260 K. 24.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9223
KARAR NO : 2020/4260
KARAR TARİHİ : 24.09.2020

Mahkeme : ERZİNCAN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet

Temyiz incelemesi, yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen müdafileri gelmeyen sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Sanık hakkında, TCK’nın 188/3. maddesi uyarınca tayin olunan 10 yıl hapis 5 gün adli para cezasından, aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken, hesap hatası sonucu 8 yıl 4 ay 4 gün adli para cezası yerine, 8 yıl 4 ay hapis 5 gün adli para cezasına hükmedilmesi, adli para cezasının 80 TL olarak belirlenmesi nedeniyle, sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık hakkında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre ve hükümlerden sonra yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasa ile değişik, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanması hususu infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri dışına doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B) Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 26.06.2016 tarihli …’a karşı eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenlerin dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43. maddesiyle uygulama yapılabilmesi için cezalandırılabilir nitelikte birden fazla eylemin bulunması gerektiği, sanığın 26.06.2016 tarihinde …’a uyuşturucu madde satma şeklindeki eylemi ile “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu sabit ise de; 20.05.2015 tarihli tanık …’e karşı gerçekleştirdiği kabul edilen eyleme ilişkin mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, eylemlerin tümü sabit görülerek sanık hakkında şartları oluşmadığı halde TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.